CEZA (AZAP) GELİRSE AYRIM YAPMAZ HERKESİ KAPSAR.
Bir toplumu bitiren, yok eden unsurlar;
"Emr-i bi'l ma'rûf ve nehy-i anil münker" "İyiliği emretmek, kötülükten sakındırmak" vazifesini terk ve Lüks, Şatafat ile yaşânılan hayattır."
Değerli kardeşlerim bir ailede, bir toplum ve ülkede eğer insanlar iyiliği tavsiye, kötülükten ise sakındırma işini, görevini terk eder bırakırsa o aile, toplum helak olmaya, çökmeye mahkum dur.
Yine bir aile , veya toplumda lüks, şatafatlı hayat çılgınca bir tüketim başını alır giderse o aile, veya toplum çökmeye mahkumdur.
Bir toplum düşünün ki! çılgınca bir tüketim var, Ama üretim yok. Birde bu toplum da tartıda ölçüde hile var ise insanlar birbirini aldatıyorsa, güven bitmiş ise o toplumun çökmesi, helak olması çok yakındır.
Bakınız Allah (cc) Kitabında şöyle buyurmaktadır " İnsanların bizzat kendi işledikleri yüzünden karada ve denizde düzen bozuldu ki, Allah yaptıklarının bir kısmını onlara tattırsın; belki de (tutkuları bu kötü yoldan ) dönerler. " ( Rum 41)
Sevgili Peygamberimiz de " Bir milletin arasında zina (fuhuş) ortaya çıkıp nihayet o millet bu suçu alenî olarak işlediğinde, mutlaka içlerinde taun (salgın hastalık türlerinin hepsi) hastalığı ve onlardan önce gelip geçmiş milletlerde görülmemiş ( Aıds, Coronavirüs, Covid 19 vs) hastalıklar yayılır (…)" buyurmaktadır. (İbn-i Mâce)
Evet, bugün dünyada ve ülkemizde yaşanılanlar, yani vakıa sevgili Peygamberimizin bu nebevi ikazını doğrulamaktadır.
Dünyada ve ülkemizde zinanın, fuhşiyatın her türlüsü, akla bile getiremiyeceğimiz türden yani daniskası yasaların, kanunların yardımı ile yapılmaktadır. Aile mefhumu çökmüş durumda, temiz neslin varlığı sıkıntıda. Bugün yapılan istatistik verilere göre ülkede nerdesyse üç çocuk dan ikisi gayri meşru doğuyor. Diğer çocukların akibeti ise çok daha iyi değil. Bunlarında yarısı anne ve babanın boşanmasından dolayı, anne ve babasız sorunlu büyüyor.
– CEZA (AZAP) GELİRSE AYRIM YAPMAZ HERKESİ KAPSAR.
Allahu tealanın koyduğu yasalar vardır (sünnetullah) bunlardan biriside bir kötülük ortaya çıktığı zaman ona engel olunmaz ise, bu kötülüğü yok edecek mekanizmalar devreye girmez ve insanlar bu kötülükler karşısında sukut ederlerse, Allah'ın gazab ve cezasının hem bu kötüğülü işleyenlere hem de Allah'ın hak ve hukukunu gözetme hususunda gevşek davranmak suretiyle kötülük karşısında susanlar üzerine inmesinin kaçınılmaz olmasıdır.
Kur’an’ı Keriminde " Birde öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden sadece zulmedenlere erişmekle kalmaz (umuma sirayet ve hepsini perişan eder) " buyurmaktadır. (Enfal 25)
Hz. Ebubekir (ra) dan rivayetle, Rasûlullâh (sav) " İnsanlar kötülük gördüklerinde (o kötülüğü) ortadan kaldırmazlarsa, hepsini birden bir cezaya çaptırılmaları yakın demektir. " buyurmaktadır. (Ebu Davud, Tirmizi)
Sözü toparlıyacak olursak;
bir toplumda zina, faiz, ölçü ve tartıda hile, lüks ve çılgınca tüketim başlamışsa o toplumun, kavmin başına türlü türlü daha önce benzerleri görülmemiş belâ ve müsibetlerin gelmesi kaçınılmaz, elzemdir.
Ve bu gelen bela musibetler ayrım yapmaz geldiği zaman her kesi ve kesimi içine alır!
Çözüm!
O toplumda var olan muvahitlerin bu gidişata dur demeleri yani " İyiliği Emr Kötülüğü Nehy" in mekanizmasını en canlı bir şekilde işletmeleri ve böylelikle o toplumun bu kötülüklerden vaz geçmesini sağlamaları gerekir.
Toplumun kötülüklerden vaz geçmesi demek; o toplumun tövbe etmesi anlamına gelir! kötülükleri terk edip tövbe edenlerden ise, Allah (cc) belâ ve müsibetleri kaldırır. İnsanlık tarihi bu gibi örneklerle doludur.
Aksi takdirde eğer bu yanlış gidişatan vaz geçilmez, yani tövbe edilmezse gelecek belâ ve müsibetlerden herkes nasibini alır. Âhirette'ki hesabı ise çok daha çetin olacaktır.
