ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,3605
EURO
34,9891
ALTIN
2.324,37
BIST
9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
21°C
İstanbul
21°C
Açık
Cuma Parçalı Bulutlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Parçalı Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C

FİL VAKASI ve KORONA VİRÜSÜ

18.03.2020 00:00
A+
A-

FİL VAKASI ve KORONA VİRÜSÜ

Mü'minlerin kalplerine, imanlarına iman katıp-arttırsınlar diye, 'güven duygusu ve huzur' indiren O'dur. Göklerin ve yerin orduları Allah'ındır: Allah bilendir, hüküm ve hikmet sahibidir. (Fetih/4)

Kur’an’da ki kıssalara ve tarihi kaynaklara baktığımızda, insanlar zenginleştikçe bu zenginliğin kaynağının ise kendi kuvvet ve güçlerinden kaynaklandığına kendilerini inandırdıkça, insanlar zalim olmuş ve azgınlaşmışlardır. Zalim ve azgın insanlar kendilerinden daha zayıf gördükleri insan ve topluluklara zulüm etmekten kaçınmamışlardır. Kendilerini var eden, onlara nimetler bahş eden yaratıcılarına isyan etmişler. Bu azgın ve zalim güruhlar yeryüzünde fitne ve fesat yaymışlar. Azgınlıklarında ileri giden sınır tanımayanlar ise bir noktaya geldikten sonra da, başlarına gelen bir felaketle helak olmuşlar.

Meşhur bir söz vardır: ‘’Tarih tekerrürden ibarettir.’’  Evet tarih, bir kez daha tekerrür ediyor. Kur’an kıssalarında şahit olduğumuz Nemrut, Firavun, Lut kavmi, Ad kavmi vd. bu kavimler ve insanlar çok azgınlık yaptıkça, Allah (cc) tarafından cezalandırılmışlardır. Nitekim Allah Kur’an-da sıkça bu kavimlerin yaptıklarından ve başlarına gelen felaketlerden bahsetmektedir. 

“Ad kavmine gelince, yeryüzünde haksız yere büyüklük tasladılar ve: «Bizden daha kuvvetli kim var?» dediler. Onlar, kendilerini yaratan Allah’ın, onlardan daha kuvvetli olduğunu görmediler mi? Onlar, bizim ayetlerimizi inkar ediyorlardı.” (Fussilet, 15)

Habeşistana bağlı olan Yemen genel valisi Ebrehe’nin de başına gelenleri Allah (cc) Kur’an-da bize bildirmektedir. Ebrehe azgınlıkta o kadar ileri gitti ki Allah’ın beytine mukabil yeni bir mabed yaptırdı. Allah’ın beytinin ziyaretini engelleyip kendi yaptırdığı katedrale insanları davet etti. İnsanlar Ebrehe’nin bu davetine icabet etmeyince Ebrehe ise azgınlaştı ve Allah’ın beyti Kabe’yi yıkmak için Mamut denilen filinde içinde bulunduğu zamanın en büyük ordusunu kurarak Kabe’ye saldırdı. O zamanın koşullarında en büyük ordu fil ordularıydı tıpkı Moğolların orduları gibi. Günümüzün modern ordularının kullandığı silahlar Kıtalar arası füzeler, Balistik füzeler, B-52 bombardıman uçakları, Awacks, SU-24 savaş uçakları vs. ne ise o zamanlar da en güçlü ordu fil ordularıydı. Allah o orduyu ne hale getirdiğini bize şu şekilde bildiriyor.

Rabbinin fil sahiplerine neler yaptığını görmedin mi? Onların 'tasarladıkları planlarını' boşa çıkarmadı mı? Onların üzerine ebabil (sürü sürü) kuşlarını gönderdi. Onlara 'pişirilip-sertleştirilmiş balçık taşları' atıyorlardı; Sonunda onları, yenik ekin yaprağı gibi kıldı. (Fil 1-2-3-4-5)

Bazı modernist akımın etkisi altında kalan muasır tefsirciler, buradaki inceliği görememiş bu mucizeyi tefsir ederken başka şeylere benzetme yoluna gitmişlerdir. Halbuki Allah (cc) burada insanların ne kadar zayıf, aciz varlıklar olduklarını onların gücünün Allah’ın gücü karşısında ki zayıf, aciz ve perişaniyetini gözler önüne sermekte. Normal klasik veya modern fizik kurallarının dışında bir mucizeyle bizlere anlatmaktadır.

Bu asırda da insanlar azmaya, sapmaya, zulüm etmeye başladılar. Müslümanlar kendi dinlerinden uzaklaştılar. Namaz, Oruç gibi ibadetlerde eksik kaldılar. Zekat müessesini zayıflattılar, adalet, hak ve hukuka riayet etmediler. Ticaretlerine faiz ve hile kattılar. Fuhuşa daldılar. Zinayı sıradanlaştırdılar. Flört ve aşk adı altında zinayı meşrulaştırma yoluna gittiler. LGBT’ lileri onayladılar. Kafire benzeyerek kendilerine zulüm ettiler. Giyimlerinde, kuşamlarında, insani ilişkilerinde ehl-i küffara benzediler. Ümmetin kızları ve eşleri Allah’ın emri olan tesettüre değil de Paris, Milano defilelerine göre giyinmeye başladılar.

Dini yaşamın her alanından söküp attılar. Allah’ın dinin içini boşaltmaya çalıştılar Hz.Peygamberi, hadisleri, sahabiyi, alimleri, tasavvufu red ettiler. Kafirlerin gittiği yola girdiler. Tıpkı Protestanların yaptığı gibi yaptılar. ‘’ «Muhakkak ki sizler, sizden önceki ümmetlerin yoluna tıpa tıp, aynen uyacaksınız. Hatta onlar bir keler deliğine girmiş olsalar, oraya siz de gireceksiniz.» Dediler ki: Ya Rasulallah! Bunlar Yahudiler ve Hıristiyanlar mıdır? Rasulullah (sav) dedi ki: «Ya kim olacak?»’ Ümmetin birliğini dağıttılar, İslami kavramların içini boşaltarak ümmetin izzeti olan Cihadı buharlaştırmaya çalıştılar. Kafirleri dost edindiler. Alimleri düşman bellediler. İlimden, irfandan, edepten yüz çevirdiler

Müslüman olmayan topluluklar ise, insan fıtratına uygun olan her şeyi tahrip ettiler. Ekolojik dengeleri alt üst ettiler. İnsani ve ahlaki olan her şeyi modernizm adı altında çar çur ettiler. Kadını savunur gözüküp (feminizm) kadını onursuzlaştırdılar meta haline getirdiler. İnsanları robotlaştırdılar kimliksiz ve kişiliksiz kitleler oluşturdular.

İnsanlara ve doğaya hakim olma adına insanların tümünü yok edecek kitle imha silahları ürettiler. Güçsüz milletleri (Asya,Afrika vd.) alabildiğine sömürdüler, açlığa ve ölüme mahküm ettiler. Her yerde savaşlar çıkardılar ve  bu savaşların devam etmesi içinde finanse ettiler. Kapitalizm ve Postmodernizm denen iki vahşi yapıyla insanları insan olmaktan çıkardılar.

Sonuç bir virüs (Corona) dünyayı esir aldı. Tıpkı ebabil kuşları gibi .Onların gücünün, biliminin, silahlarının, hakim oldukları alanların ve makamlarının ne kadar çaresiz, zayıf,  perişan  ve muhtaç olduklarını bütün aklı selim olanlara gösterdi. Tıpkı azgın Nemrut’un başına gelenler gibi. Allah’ın gizli ordularını hesaba katmadılar. Uzay bilimlerinde, tıp biliminde anatomide ilerlediler. Muhteşem denge, düzen ve korkunç büyüklükte bir evreni keşf ettiler lakin bunun bir kudretin eseri olduğunu anlayamadılar. Allah’ın gücünü görmemezlikten geldiler. Sebeplere takılıp asıl müsebbibi unuttular.

Ölüm korkusu bütün dünyada ki insanların üzerine bir kabus gibi çöktü. Çünkü insanlar Allah’ı hesabı unuttular. Bu dünya ebediymiş gibi dünyaya sarıldılar da dünya onları kendilerine mahkum etti. Dünyaya hakim olmaya çalışanları dünya kendisine mahkum ettiği için ölümü yavaş yavaş an an yaşamaya başladılar. Sokakta, evde ölümden kaçtıla. Sevdiklerine kuşkuyla yaklaştılar, onlardan bile kaçtılar, ola ki virüs onlardan bize bulaşır diye. Hatta bazıları da bilmeden istemeden sevdiklerine bu hastalığı bulaştırdılar.

 Topun, tüfeğin, bilimin, makamın bir işe yaramadığını gördüler. Gördüler de acaba hakikatı yine de idrak edebildiler mi? Hiçte zannetmiyorum. Ne zaman ki, bu hastalığın ilacı bulunur ya da bu hastalık ortadan kalkarsa, yine hiçbir nasihat verilmemiş gibi, nasihatten nasipsiz ve almadan eski hallerine dönecekler. Kur’an-da ki kıssalar da zaten bunları görmek mümkündür. 

"Allah'ı unutup da Allah'ın da kendilerini unutturduğu kimseler gibi olmayın onlar, yoldan çıkan kimselerdir." (Haşir/19)

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.