ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,3696
EURO
34,9488
ALTIN
2.325,48
BIST
9.094,68
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
23°C
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
22°C
Pazar Az Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
24°C
Salı Az Bulutlu
18°C

ÇİN HALK CUMHURİYETİ KISIRLAŞIYOR

ÇİN HALK CUMHURİYETİ KISIRLAŞIYOR
18.06.2021 10:20
A+
A-

İktidardaki Çin Komünist Partisinin Merkez Komitesi Politbürosu, dün yaptığı toplantıda, Çinli ailelere en fazla iki çocuk hakkı tanıyan resmi politikayı terk ederek "üçüncü çocuğa sahip olmak isteyen çiftleri destekleme" kararı aldı.

Devlet Başkanı Şi Cinping başkanlığındaki toplantının ardından yapılan açıklamada, yeni politikanın “Çin’in nüfus yapısını geliştirmeyi, yaşlanan nüfus sorununa etkin yanıt vermeyi ve ülkenin insan kaynağı avantajını sürdürmeyi amaçladığı” kaydedildi.

Karar, Çin yönetiminin 1980 yılında “tek çocuk” politikası ile başlatılan nüfus kontrolü politikasından kritik bir dönüşe işaret ediyor.

Tek çocuk politikası

Çinli ailelerin birden fazla çocuk sahibi olmasını yasaklayan “tek çocuk politikası” ilk kez 1980’de dönemin lideri Dıng Şiaoping tarafından başlatıldı.

Çin Halk Cumhuriyeti’nin kurulduğu 1949’da 540 milyon olan ülke nüfusu, 1979 yılına kadar geçen 30 yıllık sürede 969 milyona kadar çıktı.

Çinli çiftlerin yalnızca tek çocuk sahibi olmasına izin veren politika, Dıng liderliğindeki reform ve dışa açılma döneminde nüfus artış hızını azaltmayı, nüfusu istikrarlı bir yapıya kavuşturmayı hedefliyordu.

Politikanın uygulanmasını izlemek üzere Ulusal Sağlık ve Aile Planlaması Komisyonu kuruldu. Komisyon, kısıtlamayı ihlal edenlere büyük para cezaları veriyordu. Cezanın ödenmemesi halinde ikinci çocuk ulusal hane halkı kayıt sistemine dahil edilmiyor, eğitim ve sağlık bakımı gibi temel sosyal hizmetlerden mahrum kalabiliyordu.

Gebelik durumunda ise çoğu zaman kadınlar kürtaja zorlanıyordu.

Kamu görevlileri, devlet şirketlerinde çalışanlar birden fazla çocuk sahibi olduklarının anlaşılması halinde işlerini kaybedebiliyorlardı.

Tek çocuk politikası, ülkenin ekonomik gelişmesi ve kentleşmesiyle birlikte nüfus artışını azalttı. 1982’de yüzde 2,09 olan yıllık nüfus artış oranı, 2010’da binde 5,7’ye kadar geriledi.

Kısıtlamanın esnetilmesi ve “iki çocuk” politikası

Ancak zaman içinde bu azalış, yaşlanan nüfus problemini ortaya çıkardı, çalışma çağındakilerin toplam nüfus içindeki payının azalmasına yol açtı.

Aslında tek çocuk politikası yalnızca kentlerde uygulanıyordu. Kırsal bölgelerde yaşayanların iki çocuk sahibi olmalarına izin veriliyor, etnik azınlık mensuplarının ise ikiden fazla çocuk sahibi olmasına karşı çıkılmıyordu.

Çin yönetimi, ilk kez 2013’te, kentlerde yaşayan ve tek çocuklu ailelerden gelen ebeveynlerin ikinci çocuk sahibi olmalarına izin vererek politikada esnekliğe gitti, 2016’da ise yapılan yasal değişiklikle herkes için çocuk sahibi olma sınırı ikiye çıkarıldı.

Mart 2018’de kurulan Ulusal Sağlık Komisyonu, nüfus idaresi görevini Ulusal Sağlık ve Aile Planlaması Komisyonundan devraldı. Bu tarihten itibaren “aile planlaması” ifadesi resmi söylemden çıkarılmaya başladı.

Nihayet dün “iki çocuk” kısıtlamasının daha fazla esnetileceği, ailelerin üçüncü çocuğa sahip olmalarına izin verileceği duyuruldu.

“Üç çocuk” politikası

Tek çocuk politikasının ardından iki çocuk politikasının da terk edilmesi, Çin’in nüfus kontrolü politikasındaki değişime işaret ediyor.

Çin yöneticilerinin doğumların azalmasıyla birlikte nüfusun yaşlanmasından, çalışma çağındaki nüfusun payının azalarak bakıma muhtaç durumdaki yaşlı nüfusun payının artmasından endişe duyduğu tahmin ediliyor.

Politika değişikliği 2020 sonunda yapılan 10 yıllık nüfus sayımı sonuçlarının açıklanmasının ardından geldi. Sayımın sonuçlarına göre Çin nüfusu 2010-2020 yıllarında toplam yüzde 5,3 artışla 1 milyar 411 milyonu aştı.

Nüfus, 10 yılda yaklaşık 72 milyon artarken yıllık ortalama artış binde 5,3 oldu. Nüfus artış hızı, önceki 10 yıla göre binde 0,4 azaldı.

Çin Ulusal İstatistik Bürosu, 2019’da nüfusun 1 milyar 400 milyon sınırını geçtiği tahmininde bulunmuştu. Bu tahmine göre, 2020’de nüfus, önceki yıla göre yalnızca binde 8 arttı.

Doğumlar azalıyor

Ülkede ortalama yaşam beklentisinin 1980’den itibaren yaklaşık 10 yıl artmasına karşın nüfus artış hızının azalmasında doğumların azalması etkili oldu.

Ulusal Sağlık ve Aile Planlaması Komisyonu Sözcüsü Mao Çunan’a göre, tek çocuk politikasıyla başlayan doğum kontrolü ve çocuk sayısı kısıtlamalarının 1980’den bu yana yaklaşık 400 milyon doğumu engellediği tahmin ediliyor.

Ülkede 1982’da 22 milyon 650 bin olan doğum sayısı, 2000’de 17 milyon 710 bine, 2010’da 15 milyon 880 bine, 2020’de ise 12 milyona kadar geriledi.

Çin’de 2020’de doğumlar önceki yıla göre yüzde 18 azaldı. Ülkede 2019’da 14 milyon 650 bin bebek doğmuştu.

Kadın başına doğum oranı, kısıtlamalar nedeniyle 1990’ların başından bu yana nüfusun yenilenmesi için gerekli olan 2,1’in altında kalıyor. 1980’de 2,6 olan doğurganlık oranı, 2010’da 1,6’ya, 2020’de ise 1,3’e geriledi. Söz konusu gösterge, Çin nüfusunun azalma ve yaşlanma yönelimine girdiğine işaret ediyor.

Çalışma çağındaki nüfusun payı azalıyor

2020 sayımı sonuçlarına göre Çin nüfusunun yüzde 17,95’ini 0-14 yaş, yüzde 63,35’ini 15-59 yaş ve yüzde 18,70’ini 60 ve üzeri yaştakiler oluşturuyor.

Toplam nüfus içinde 0-14 yaş grubunun payı önceki 10 yıla göre yüzde 1,35 artarken, çalışma çağındaki 15-59 yaş nüfusun payı yüzde 6,79 azaldı. 60 yaş üzeri yaşlı nüfusun payı ise yüzde 5,44 arttı.

Çalışma çağındaki nüfusun toplam nüfus içinde azalması, buna karşılık bakıma muhtaç yaşlı nüfusun artması, ekonomik büyümenin sürdürülebilirliği açısından kuşkulara yol açıyor.

AA

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.