ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,5969
EURO
34,8046
ALTIN
2.501,74
BIST
9.476,27
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
14°C
İstanbul
14°C
Hafif Yağmurlu
Cumartesi Açık
20°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
21°C
Salı Az Bulutlu
22°C

Çin’in Ortadoğu Açılımı

Çin’in Ortadoğu Açılımı
04.06.2023 19:55
A+
A-

Çin Halk Cumhuriyeti’nin 1949’da kuruluşundan Soğuk Savaşın sonuna kadar Çin ve Ortadoğu ülkeleri arasındaki ilişkiler çok çabuk gelişti. 950’lerin ortalarında Çin sadece birkaç Arap ülkesiyle diplomatik iletişim içindeydi. Bunun nedeni bu ülkelerin batı emperyalizmi ve kurtuluş mücadeleleri içinde olmasıydı…

Çin Halk Cumhuriyeti’nin 1949’da kuruluşundan Soğuk Savaşın sonuna kadar Çin ve Ortadoğu ülkeleri arasındaki ilişkiler çok çabuk gelişti. 950’lerin ortalarında Çin sadece birkaç Arap ülkesiyle diplomatik iletişim içindeydi. Bunun nedeni bu ülkelerin batı emperyalizmi ve kurtuluş mücadeleleri içinde olmasıydı. Bu dönemde Çin kendini bölgeden izole eden bir devlet oldu ve kendi iç meselelerinin içinde kayboldu. Çin’in Arap dünyasındaki ilk diplomatik zaferi 1956 yılında Mısır ile oluşturduğu diplomatik ilişkilerdi.

1960’larda Çin, özgürlüğünü kazanmış pek çok Arap ülkesi ile oldukça sıkı ilişkiler kurdu. 1978 sonrasında ise, ekonomik, modern kültür ve gelişmiş teknoloji üzerine odaklanmaya karar verdi. Çin’in bu açıklık ve reform politikası Çin toplumunun tüm alanlarında da gelişti. Böylece Çin dünyanın en büyük ticaret uluslarından birisi oldu. Bu yeni Çin politikası tüm Arap ülkeleri ile

siyasi, ekonomik ve kültürel değişim yolları açmaya yönelikti. 1989’da soğuk savaşın sona ermesinden sonra, Çin’in özellikle uluslararası alanda yayılma politikası ile Çin ve Orta Doğu arasındaki ilişkiler, yeni bir dönemi göstermeye başladı. 2005 yılında gittikçe tırmanan petrol fiyatları nedeniyle Çin’in petrol ithalat oranının %30 civarında yavaşladığı görülürken, genel petrol ithalatına bağımlılığı hafifçe geriledi. Ortadoğu hali hazırda Çin’in toplam petrol ithalatının yüzde 45’ini sağlayabilmektedir. 2015 yılında Çin’in petrol ihtiyacının %70’inin bu bölgeden sağlanması beklenmektedir. Son üç yılda aşağıdaki örneklerden dolayı iki taraf arasında farklı çıkarlara göre ilişkiler büyük bir gelişme kaydedilmiştir:

Çin büyük bir hızla tüm Arap devletleri ile diplomatik ilişkiler kurulmasını sağladı. Ortadoğu’daki sorunları barışçıl yollarla çözmek için çağrıda bulundu.

1978-1990 arasındaki İran ve Irak savaşında Çin’in politikası tarafsızlıktı. İkinci Körfez Savaşı’nda Amerika ve müttefiklerinin bölgeye müdahalesine karşı tutum sergiledi.

İsrail’in Çin tarafından tanınması ve Ortadoğu’daki uzun süren çatışmaları çözmek için yeni politikası barışçıl yolların izlenmesiydi.

Bu çalışma, Çin’in Orta Doğu’daki yeni politikasının derin sebeplerini, Çin ve Arap ülkeleri arasındaki teknoloji ve finansal transferinin arttırmak için yaratmaya çalıştığı serbest pazar alanı, kültür ve teknoloji değişimi için izlediği yeni perspektifi incelemektedir.

1978 den beri izlenen ekonomideki reform politikaları, Çin’de ortalama yıllık %9 büyüme dönemini başlattı. Çin 1993 yılından beri günde milyon varil günlük talebi ile petrolde büyük bir ithalatçı oldu. Çin’deki bu ekonomik patlama ile Ortadoğu’daki petrol politikası büyük önem kazandı. Bölgedeki pasif politikalar böylece sona erdi, Çin hızlı ekonomik kalkınmasını ve enerji tedarikini garanti altına almak için çalışmaya başladı, Çin’in petrol ithalatındaki bu büyüme, Suudi Arabistan’ı çok önemli bir ülke haline getirmiştir. Bu yeni ekonomik politika, Suudi Arabistan ile olan karşılıklı çıkarlarını çok hızlı geliştirmek için bir fırsat yarattı. Çin aynı zamanda Irak ve İran gibi Arap Körfez ülkeleri ile de ilişkisini geliştirdi. Ve, son on yıl içinde, enerji güvenliği Orta Doğu’daki Çin politikasının en önemli hususu haline geldi. 1994 öncesi, Orta Doğu’dan Çin’e petrol ithalatı yüzde 40 olarak gerçekleşmiştir. 1999 yılında Çin ve Suudi Arabistan, bir Stratejik Petrol İşbirliği Anlaşması imzaladı. Böylece Körfez Arap Devletleri Çin Yatırımı için kendi iç pazarlarını açtı ve Çin, Suudi Arabistan’ın petrol sahası kaynaklarında faaliyet izni almış oldu.

2004 yılının Temmuz ayında, altı Körfez İşbirliği Konseyi maliye bakanları Çin’i ziyaret etti ve Çin ile bir “Ekonomik, Yatırım ve Teknolojik İşbirliği çerçeve anlaşması“ imzalandı. Bunun yanında bir Çin-Körfez İşbirliği Konseyi serbest ticaret bölgesi üzerinde görüşmeyi kabul ettiler. Çin ABD’den sonra ikinci en büyük uluslararası ekonomi olman Japonya’yı geçti. Dünya petrol tüketiminin %12’sini hesaba katarsak, yurtdışından gelen petrol talebinin 3’te 2 si Çin’e aittir ve Çin şimdi dünyanın en büyük ikinci petrol ithalatçısıdır.

Çin Halk Cumhuriyeti’nin 1949’da kuruluşundan Soğuk Savaşın sonuna kadar Çin ve Ortadoğu ülkeleri arasındaki ilişkiler çok çabuk gelişti. 1950’lerin ortalarında Çin sadece birkaç Arap ülkesiyle diplomatik iletişim içindeydi. Bunun nedeni bu ülkelerin batı emperyalizmi ve kurtuluş mücadeleleri içinde olmasıydı. Bu dönemde Çin kendini bölgeden izole eden bir devlet oldu ve kendi iç meselelerinin içinde kayboldu. Çin’in Arap dünyasındaki ilk diplomatik zaferi 1956 yılında Mısır ile oluşturduğu diplomatik ilişkilerdi.

1960’larda Çin, özgürlüğünü kazanmış pek çok Arap ülkesi ile oldukça sıkı ilişkiler kurdu. 1978 sonrasında ise, ekonomik, modern kültür ve gelişmiş teknoloji üzerine odaklanmaya karar verdi. Çin’in bu açıklık ve reform politikası Çin toplumunun tüm alanlarında da gelişti. Böylece Çin dünyanın en büyük ticaret uluslarından birisi oldu. Bu yeni Çin politikası tüm Arap ülkeleri ile siyasi, ekonomik ve kültürel değişim yolları açmaya yönelikti. 1989’da soğuk savaşın sona ermesinden sonra, Çin’in özellikle uluslararası alanda yayılma politikası ile Çin ve Orta Doğu arasındaki ilişkiler, yeni bir dönemi göstermeye başladı. 2005 yılında gittikçe tırmanan petrol fiyatları nedeniyle Çin’in petrol ithalat oranının %30 civarında yavaşladığı görülürken, genel petrol ithalatına bağımlılığı hafifçe geriledi. Ortadoğu hali hazırda Çin’in toplam petrol ithalatının yüzde 45’ini sağlayabilmektedir.

Bu içerik Marka Belgesi altında telif hakları ile korunmaktadır. Kaynak gösterilmesi, bağlantı verilmesi ve (varsa) müellifinin/yazarının adı ile unvanının aynı şekilde belirtilmesi şartı ile kısmen alıntı yapılabilir. Bu şartlar yerine getirildiğinde ayrıca izin almaya gerek yoktur. Ancak içeriğin tamamı kullanılacaksa TASAM’dan kesinlikle yazılı izin alınması gerekmektedir.

Prof. Dr. Massoud Daher/ TASAM

ETİKETLER: , , ,
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.