İkinci Dünya Savaşı’nın son aylarında imzalanan Bretton Woods Anlaşması’na göre ABD’nin uluslararası para birimi olarak kullanımı, altın karşılığı dolar basımı ile sağlanmış ancak 1971’de ABD, elindeki doları altına çevirememiş, dış borcu tavan yapmış ve anlaşmadan çekilerek karşılıksız dolar basmaya başlamıştı. Yani önceden altın karşılığı üretilen dolar, Amerikan hükümetlerinin keyfine göre basılır hale gelmişti. 1970’lere kadar 40 bin ton altın rezervine sahip olan ABD, daha fazla kaşrılıklı dolar basamamış ve rezervi 8 binlere kadar gerilemişti. Yıl 2024 ve güncel altın rezervi de 8133 ton.
1971 itibariyle sınırsız dolar basan ABD’nin eline güçlü bir koz geçmişti. Bu hamleden sonra altın fiyatları beş yılda 5 kat artış gösterdi. ABD çıldırmış gibi adımlar atıyordu. 1973’te İsrail’e karşı adım atarak dünyaya petrol satmayan Kral Faysal’ı masaya çağırdı. Dünyanın en büyük petrol üreticisi ve rezervine sahip ülkesi Suudi Arabistan’a dedi ki; “bu petrolü dolar ile satacaksın, ben de sana askeri destek ve koruma sağlayacağım.” Ayrıca petrolden elde edilen gelirin büyük bir kısmını ABD’deki borçlanma kağıtlarına yatırılma şartı getirildi. Suudiler bunu kabul etmezlerse de -Amerikan gazetecilerin o dönemki yazılarında belirtildiği üzere- ABD tarafından işgal edilecekti. Anlaşmayı onaylamak zorunda kalan Kral Faysal, bir yıl sonra yeğeni tarafından suikast sonucu öldürüldü.
Aslında ABD, Suudilere petrolü dolarla satma şartı koymasından ziyade, ABD tahvilini alma şartı koyduğu için Suudiler petrolü dolar ile satmak zorunda kaldı. Çünkü ABD tahvili alması için dolar gerekiyordu. Resmiyette bir anlaşma yok ancak 9 Haziran 2024 itibariyle anlaşma 50’nci yılında sona erdi. Peki bu ne demek?
IMF verilerine göre merkez bankalarının rezervleri içinde dolar oranı 1970’lerin başında % 85 iken bugün % 58’lere düştü. Her geçen yıl da düşüyor. Gönül ister ki dolar hegemonyası sona ersin ama şu an için bu mümkün değil. Geçtiğimiz yıl uluslararası petrol ticaretinin yüzde 80’ini dolar ile gerçekleşmişti. Petro-dolar anlaşması sona ererse, bu oranın zamanla azalması mümkün. Bu da farklı ülke merkez bankalarının doları rezerv olarak tutmasını azaltacaktır. Çin ve Rusya gibi ülkelerin kurucusu olduğu BRICS’in en yeni üyesi Suudi Arabistan’ın, artık ABD’nin korumasına ihtiyacı olmayabilir. Uluslararası sistem değişiyor…