ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,4375
EURO
34,7411
ALTIN
2.439,70
BIST
9.915,62
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
16°C
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
18°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
16°C
Salı Az Bulutlu
18°C
Çarşamba Az Bulutlu
19°C

Danimarka’nın mülteci DÜŞMANLIĞI

Danimarka’nın mülteci DÜŞMANLIĞI
11.07.2020 19:20
A+
A-

Suriye İç Savaşı’nın uluslararası kamuoyuna mal olmuş en önemli tartışma konularından olan mülteciler meselesi bu sefer Danimarka hükümetinin tepki çeken yaklaşımı ile gündeme geldi. Danimarka hükümeti Suriye’nin başkenti Şam’dan gelen 900 kadar Suriyeli mültecinin “Geçiçi Koruma Statüsü” kapsamındaki oturma izinlerini, gözden geçirdiğini duyururken bu gözden geçirmenin sebebi ise Şam’daki hayat koşullarının eskisi kadar kötü olmaması olarak gösterildi.[1] Hükümetin bu hamlesi Danimarka Mülteci Kurulu’nun Şam’dan gelen mültecilerin artık korunma ihtiyacına sahip olmadıkları kararına müteakip gelişti.

2019 Aralık ayında bu hamlelerin ilk sinyallerini veren Danimarka, Şam’dan mülteci olarak Danimarka’ya sığınmak isteyenlerin taleplerini Şam’ın artık “güvenli” olarak değerlendirilmesini sebep gösterilerek reddetmişti.[2] Mevcut Danimarka hükümetinin mülteci ve İslam karşıtı sert tutumu göz önüne alındığında böyle bir hamlenin kendi seçmen kitlesine “Danimarka’daki Müslüman mülteci yoğunluğunun azaltılması”  şeklinde pazarlanacağı öngörülebilir. Şimdiye kadar 35 bin Suriyeli mültecinin sığındığı Danimarka’nın mültecilere karşı izlediği bu yeni ve sert politika, Suriye rejimine hak etmediği bir meşruiyetin kazandırılması yolunda bir hamle işlevi görebilir. Ayrıca olası yeni insani trajedilere de yol açabilir.

The Center for Civil Society and Democracy tarafından sene başında yayınlanan “Arrest in Damascus” başlıklı raporda [3] Esed rejiminin son dönemde artış gösteren Şam merkezli hukuksuz gözaltılar ele alındı. Rapora göre Şam’da çok sayıda sabit kontrol noktasına ek olarak, ani gözaltılar için kurulan geçici kontrol noktası uygulamaları bir süreklilik arzederken gün aşırı zorunlu askerlik sebepli gözaltılar gerçekleşmektedir. Kara ve Hava istihbarat unsurlarının rol aldığı bu gözaltılarda, bir diğer ana başlık ise rejimle uzlaşılara taraf olan Deralı ve Gutalı eski muhalif unsurlar. Bu unsurlar içerisinde uzlaşı anlaşmasından sonra rejim ordusunda askerlik hizmeti verip daha sonrasında da uzlaşı anlaşması hiç olmamış gibi terör suçlamalarıyla suçlanan kişiler olması rejimin gözaltılarındaki hukuksuzluğun boyutuna örnek teşkil etmektedir.

Raporun Danimarka’da bulunan Şamlı mültecileri doğrudan ilgilendirecek tespiti ise hiçbir sebep gösterilmeden gerçekleşen gözaltılar. Rapora göre pek çok sivil gözlem noktalarına ek olarak kamuya açık yerlerde ve kendi evlerine baskınlar yapılarak gözaltına alınırken kişilerin avukatlarına hangi sebepten gözaltına alındıkları ve nereye götürüldüklerine dair bir bilgi verilmiyor. Buna ek olarak gözlatına alınan pek çok kişinin bir güvenlik noktasından bir diğerine transferi sonrasında kaybolması ve akıbetlerine dair kısa vadede haber alınamaması gibi iddialar da raporda mevcut.

İnsan hakları gözlem kuruluşu SNHR’ye göre Esed rejimi tarafından halihazırda gözaltına alınarak rejim kontrolü altında bulunan sivillerin sayısı 130 bin civarında.[4]

Rejimin yargı kararı dahi olmadan gerçekleştirdiği ve devamında mağdurların aileleri ve avukatlarıyla temas imkanı bulamadığı bu sürekli ve geniş gözaltı dalgalarının, sistematik işkence ve “kaybolma” adı altında infazlara yol açması ihtimali, Esed rejiminin işkence ve gözaltında infazlara dair mazisi göz önüne alındığında, mümkündür.

Şam’da yaşanan tüm bu hukuksuzluklar devam ederken Danimarka’nın seçtiği yol şayet pratiğe dökülerek Avrupa’daki islam karşıtı kimi idarelere örnek olursa, “Başkent Şam güvenli olduğu için ülkesine gönderilen X’in cansız bedeni rejim yetkililerince ailesine ulaştırıldı” gibi satırlar Suriye’deki insan hakları ihlalleri haberlerine konu olabilir. Bu ve benzeri kararların genel bir uygulamaya dönmemeleri adına Sezar Yasası yaptırımları ve rejimin sorgulandığı insan hakları ihlali dosyaları önem taşımaktadır.

Ömer Behram Özdemir

[1]https://english.alaraby.co.uk/english/news/2020/6/30/denmarks-dangerous-plan-to-deport-syrians-to-assad-controlled-damascus , Erişim Tarihi: 8 Temmuz 2020.

[2]https://english.alaraby.co.uk/english/news/2019/12/17/denmark-denies-refugees-asylum-because-it-considers-syria-safe , Erişim Tarihi: 8  Temmuz 2020.

[3] https://www.ccsd.ngo/arrests-in-damascus/ , Erişim Tarihi 8 Temmuz 2020.

[4] http://sn4hr.org/sites/news/2020/06/17/syrian-regime-arrested-civilian-damascus-city-june-16/ , Erişim Tarihi: 4 Temmuz 2020.

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.