Terör ve Güvenlik Uzmanı, Emekli İstihbarat Albay Coşkun Başbuğ, Türkiye'de son günlerdeki darbe söylemlerinden, yaşanan yeni ekonomik saldırıya kadar güncel gelişmeleri Yeni Asır'a değerlendirdi. Türkiye'nin Siyonizm merkezli dış güçler ve içerideki uzantılarının nefret ve kutuplaştırma söylemleriyle adım adım iç savaşa sürüklenmek istendiğini öne süren Başbuğ, bu kesimlerin tek hedeflerinin ise hem içeride hem dışarıda oyunlarını bozan Başkan Recep Tayyip Erdoğan ile onun yakın çevresi oduğuna dikkat çekti.
IMF'YE ZORLUYORLAR
Devletin bu söylemlerde bulunanlarla ilgili gerekli işlemleri yaparak muhataplarının önüne koyacağını ifade eden Başbuğ, Türk halkının bu oyunları görerek tavrını devlet ve milli çıkarlardan yana koyması çağrısında bulundu. Ülkemizin şu anda ekonomik terör saldırısıyla da karşı karşıya olduğunu ifade eden Başbuğ, "Biyolojik terör saldırısı olan korona virüsü ile ülkeleri IMF'ten borçlanmaya zorladılar. Birçok ülke bu borcu almak zorunda kaldı. Fakat Türkiye tuzağa düşmedi, iç dinamiklerle süreci başarıyla götürüyor. Burada emperyalist yapının hedefi ekonomik baskıyı artırarak Türkiye'yi iç savaş ortamına sürüklemek" diye konuştu. İşte Başbuğ'un açıklamaları:
HEPSİNİN MERKEZİ AYNI
Son dönemde yoğunlaşan darbe söylentileri, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ile Cumhurbaşkanımızın yakınındaki kişilere yapılan saldırılar var. Bunları nasıl değerlendiriyorsunuz?
Virüsle beraber planlı şekilde iktidara karşı bir saldırı kampanyası başladı. Bu tesadüf olmayan, yurt dışı destekli bir kampanya. Amacı da Türkiye'yi erken seçime zorlamak ve algıyla iktidarı yıkmak. Bütün plan bunun üzerine kurulu. Burada tek hedef Erdoğan. Söylemlere dikkat edin odağında hep Cumhurbaşkanımız var. Bir dönem Alman Dışişleri Bakanı bile "Bizim sorunumuz Erdoğan ile. O gittiğinde sorunlar çözülür" mesajı vermişti. Erdoğan'ın yakın çevresine yapılan saldırılar da hep bu yüzden. Dış güçler bunu içerideki odaklar üzerinden yürütüyor. Bunda da en çok CHP içindeki tetikçiler kullanılıyor. Veli Ağbaba'dan tutun Özgür Özel'e, Engin Altay'a ve Canan Kaftancıoğlu'na kadar isimler var. Kaftancıoğlu'nun 'Ama öyle, ama böyle iktidar değişecek' söyleminin altında FETÖ ağzı var. Fatih Portakal'a bile talimat dışarıdan geliyor. Zaten CHP, HDP, PKK, FETÖ'yü aynı cephede görmek lazım. Hepsi bir merkezden güdülüyor.
TEK HEDEF ERDOĞAN
Bu güçler ve dediğiniz kesimler ne yapmak istiyor?
BÜTÜN hedef hem içeride, hem yakın coğrafyada oyunlarını bozan ve Türkiye'yi tam bağımsızlık çizgisine çeken Erdoğan'ı iktidardan indirmek. Bunun için ilk önce bir erken seçime gidilmesini istiyorlar. Ancak buradan sonuç alınamazsa Türkiye'yi kutuplaştırmak ve iç savaşa hazırlamak hedefleniyor. Bu nefret söylemleri, Diyanet İşleri Başkanı'na gösterilen tepkiler, diğer siyasi, askeri ve diplomatik konularda tamamen devletin aleyhine yapılan söylemler ve buna çanak tutan gazetecilerin hedefi bir iç savaş ortamı hazırlamak.
Devlet buna karşı önlem almıyor mu?
Bu devlet uyur gibi görünür ancak günü, saati geldiğinde bir anda hepsini huzura toplar. Hep siyaset hem medyadaki kripto isim ve ummadığınız kişilerin yaptıkları, delilleriyle ortaya konulur. Çünkü böyle ekrandan ahkam kes, algı operasyonuna gir, ağzına geleni söyle, siyaseti kullanarak bütün taklaları at ve bunun da bir bedeli olmasın. Böyle bir devlet yok. Şu an meydan boş, konuşuyorlar. Bunun bir yerlere not edildiğini herkesin bilmesi lazım. Şu an Fatih Portakal gibilerinin beyinleri öyle bir yıkanmış ki, 'Bu iş bitti, Erdoğan gidecek ve tekrar saha sizlere kalacak' yalanına inanmışlar. Onun için bu kadar fütursuzlar. Ancak yarın hesap önlerine konduğunda şok yaşayacaklar.
Başkan Erdoğan'ı iktidardan indirip ne yapacaklar?
Cumhurbaşkanı iktidardan indiği an hemen FETÖ'nün yarım bıraktığı operasyonları tamamlamak için süreç başlatacaklar. Bu süreçte ilk önce yıkılanı onarıyoruz yalanı altında bugüne kadar ne kazanım varsa yerle bir edilecek. Apo'nun serbest bırakılması, elebaşı Fetullah Gülen'in dönmesi, Türkiye'nin eyaletlere bölünmesi hep bu çerçevede yapılacak. Libya, Suriye ve Irak dahil bütün o kazanımları silip oradaki askeri buraya çekecek bir süreç başlatacaklar. Türkiye'nin bunu görmesi lazım görmediği takdirde çok acı bedel öder.
'MİLLET BATI AĞZIYLA KONUŞANLARI GÖRMELİ'
Halkın burada yapabileceği ne var?
Türk halkının milli konularda siyaseti, etnik ve dini kimliği bir kenara bırakarak tek yürek hareket etmesi gerekiyor. Yapacağı tek şey bu. Özellikle, CHP'nin kalesi olarak gördüğü Ege'de milletimiz bunu yapmalı. Halkımız tüm kimlikleri kenara koyarak aklı selimle düşünmeli. "Evet Libya'da bir destan yazılıyor. Evet, İHA ve SİHA'lar dünyanın şapka çıkardığı Türkiye'nin medarı iftiharı" diye bir iç muhasebe yapmalılar. Üzerine de "Benim inandığım partinin adamları niye bunlara karşı çıkıyor" diye sorgulamalı… İnsanlarımız bütün o önyargılardan sıyrılarak tarafsız bir şekilde düşünmeli. 'Ülke için doğru işlere kimler karşı çıkıyor, neden karşı çıkıyor' bunu düşündüğünde partisinin Batı ağzıyla konuştuğunu görecek ve "Bu işte bir tuhaflık var" diyecek. Milletimizin şu an tek yapması gereken bu. Bu yapıldığı an kutuplaşma buharlaşır.
'EKONOMİK SALDIRI İLE YIKMAYA ÇALIŞIYORLAR'
Bugünlerde kurlardaki yükseliş ve ekonomiye yönelik olumsuz söylemler dile getiriliyor. Yine bir ekonomik saldırı mı var?
Bakın korona virüs salgını ile ülkeleri IMF üzerinden borçlandırmak istediler. Buna direnen az sayıdaki ülkeden biri de Türkiye oldu. Dikkat edin o sözde emperyalizme karşı olan CHP ısrarla, "IMF'ten borç almalıyız" diye diretiyor. Türkiye bu oyuna gelmiyor. Gelmediği için de bir ekonomik terör saldırısı başlattılar. Düşünüyorlar ki, bunda başarılı olurlarsa dolar patladı, pahalılık hortladı diye halk galeyana gelebilir. Erdoğan dolar ve faizde oyunları bozdu. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın daha önceki yıllardan Londra merkezli oyunlara karşı çok ciddi savunmaları var. Swap uygulamasının aslında temeli bu. Şimdi de Londra üzerinden oynanan oyuna dur denildi. Türkiye, ekonomik anlamda da bir terör saldırısı ile yüz yüze. Tüm bu saldırıların mutfağında Siyonizm var.