ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,3498
EURO
37,4165
ALTIN
3.023,53
BIST
8.663,88
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
15°C
İstanbul
15°C
Az Bulutlu
Salı Az Bulutlu
14°C
Çarşamba Az Bulutlu
17°C
Perşembe Az Bulutlu
18°C
Cuma Hafif Yağmurlu
16°C

Fransa Afrika’yı Nasıl Sömürüyor

Fransa Afrika’yı Nasıl Sömürüyor
14.07.2020 17:44
A+
A-

Libya'da Fransa Türkiye'ye Neden Karşı (1) Sömürge Tarihi

Libya'da Fransa Türkiye'ye Neden Karşı. (2) Afrika'yı Kaybetme Korkusu

Türkiye Afrika'da Fransa'ya Ders Veriyor. Libya'da Fransa Türkiye'ye Neden Karşı (3) 

FRANSA’NIN LİBYA’DAKİ ÇIKARLARI NELERDİR?

Fransa’nın Libya’da bu denli girift bir politika izlemesinin sebebi bölgedeki Fransız çıkarlarını muhafaza etmeye ilişkin endişeden kaynaklanmaktadır. Diğer bir ifade ile Fransa’nın Libya’da çok boyutlu çıkarları mevcuttur ve Fransa bu çıkarları korumak istemektedir. Dolayısıyla Libya’da hangi aktör güçlü olursa onunla anlaşılması gerekecektir. Ancak Fransa, Libya’da gelecekte hangi grubun iktidara geleceğini öngöremediği
için farklı gruplara destek vermeye karar vermiştir.

Fransa’nın Libya’daki çıkarlarının ise askeri, ekonomik, demografik ve siyasal boyutları vardır.

Askeri çıkarlar

2011’deki Kaddafi rejimine karşı uluslararası koalisyon tarafından düzenlenen harekat, tüm Mağrip bölgesinde silahlanmaya ve çeşitli terör gruplarının güçlenmesine yol açmıştır. Fransız hükümeti, Mağrip bölgesinde “Barkhane” adlı operasyon ile aşırıcı terör gruplarına karşı 4.500 askeri mobilize ederken Libya’da da bu tip tehditlere karşı önlem almak gerektiğini düşünmektedir. Bu kapsamda Fransa, güvenlik sorunlarının çözülmesine yönelik olarak Libya’daki düzen ve istikrarın ancak güçlü bir lider ile sağlanabileceğini düşünmektedir. Fransa, her ne kadar Arap Baharı döneminde halk protestolarına resmi destek sağlamışsa da Orta Doğu’da genellikle Buteflika, Sisi, ve Abdullah Salih gibi seküler, askeri ve güçlü bir lidere sahip rejimleri desteklemektedir.

Ekonomik çıkarlar

Libya, Afrika’da en büyük petrol ve gaz rezervlerine sahip devletlerden biridir. 2010’da Libya, Fransa’nın 3. petrol tedarikçisiyken savaştan dolayı 2016 yılında 13. tedarikçisi konumuna gerilemiştir. Ancak Eylül 2016’dan itibaren Libya’nın petrol kaynakları bakımından zengin bölgesi Hafter kuvvetleri kontrolüne geçmiştir ve bu olaydan sonra Libya’nın hem genel anlamda hem de Fransa’ya yönelik petrol ihracatı yeniden artmaya başlamıştır.

 Ancak Serrac kontrolündeki bölgede de petrol faaliyetleri bu dönemde artmaya başlamıştır. Bunun sebebi ise Aralık 2016’da ABD hava kuvvetlerinin desteğiyle gerçekleşen operasyon sonrasında Serrac kuvvetlerin Sirte kentini tekrar kontrolü altına almasıdır. Aslında Libya’nın petrol ve doğal gaz kaynakları Serrac ve Hafter’in kontrolünde olsa da Libya Petrol Ulusal Şirketi (NOC-National Oil Corparation) tarafından yönetilmektedir. Doğu’daki NOC şubesi her ne kadar bağımsız bir şekilde petrol satmaya çalışsa da Fransız şirketler dahil olmak üzere bölgedeki tüm uluslararası şirketler faaliyetlerini Trablus’taki NOC ile anlaşmalı bir şekilde yürütmektedir.

Fransız petrol şirketi Total Libya’da ticari faaliyetlerde bulunmaktadır. Total, 2015 ve 2016 yıllarında günlük 14 000 varil petrol üretirken 2017’de günlük varil üretimi 31 bine çıkarmıştır.25 Total’in açık deniz
alanlarında bulunan Al Jurf’un işletilmeyen bloğunda hisseleri (% 75) bulunmaktadır. 1 Mart 2018’de NOC (National Oil Corporation) ve Total arasındaki anlaşma sonucunda Waha imtiyazlarında % 16,33
oranında hisseye sahip olmuştur.

Son olarak, Murzuk havzasında bulunan El Sharara’nın kıyı bloklarında da çıkarları da vardır. Libya’nın doğusunda bulunan petrol kaynakları Fransa için önemli iken genel olarak ülkenin yeniden inşası sürecinde de Fransa’nın ekonomik çıkarları bulunmaktadır.

Demografik çıkarlar

Başka bir çıkar ise Avrupa’ya ulaşmayı hayal eden ve Sahra altı Afrikalı devletlerden gelen mültecileri engellemektir. 2018 yıllında yaklaşık 120.000 kişinin Akdeniz’i geçtiği bilinmektedir.28 2017’den itibaren Fransa, diğer AB üyeleri ile beraber Libyalı sahil güvenlik görevlilerini desteklemeye ve eğitmeye başlamıştır.

Bu destek sadece mültecilerin geçişini engellemeye yönelik değil aynı zamanda Sirte’de DEAŞ’a silah kaçakçılığı yapılmasını engellemeyi amaçlamaktadır. Ancak Libya’daki istikrarsızlık ve belirsizlikten dolayı
bu program tam anlamıyla uygulanamamıştır.29 Ancak AB ve Fransa’nın mültecilere karşı sert politikalar izlenmesi nedeniyle söz konusu göçmenlerin hayatı tehlikeye düşmektedir. Örneğin 3 Temmuz 2019’da
bir mülteci toplanma kampı Hafter grubu tarafından bombalanmıştır. Bombardıman sonucundan 44 kişi ölmüş ve 30 kişi yaralanmıştır. 13 Kasım 2017’de ise Libya’daki mültecilerin çoğunun işkence görüp köle
olarak kullanılmaları CNN tarafından ispatlanmıştır.

Siyasal çıkarlar

Son olarak Libya cephesi Fransa’nın bağımsızlığı ve uluslararası ilişkilerdeki liderliğini göstermesi için bir fırsat oluşturmaktadır. Özellikle Macron, Libya’daki diplomatik ve askeri girişimler vasıtasıyla kendisini AB
lideri olarak göstermeyi hedeflemektedir. Fransa ile Almanya arasındaki mevcut rekabet göz önünde bulundurulduğunda, Fransa tarafından AB içerisinde savunma ve güvenlik alanlarında lider devlet olduğunun
ispatlanması adına atılacak herhangi bir adım Fransa için büyük önem taşımaktadır. Ayrıca Libya konusunda Fransa, sadece Almanya ile değil aynı zamanda İtalya ile de rekabet etmektedir. Göçmen sorunuyla en
çok mücadele eden ve ENİ-Agip Petrol Şirketi’nin güvenliğinden endişe eden İtalya, Fransa’nın Libya krizindeki rolünü sert bir şekilde eleştirmektedir.

SONUÇ

Libya’da Serrac ve darbeci Hafter milisleri arasındaki çatışmaların artması nedeniyle Fransa’nın bu perspektifte açıklanan çelişkili politikalarını sürdürmesi mümkün olmayacaktır. Muhtemelen Macron hükümeti gelecek aylarda daha açık ve net bir şekilde Libya’da hangi tarafa destek vereceğini seçmek zorunda kalacaktır. Nitekim son haftalarda Libya konusunda net bir pozisyon alan ülkeler Libya cephesinde önemli bir güç ve etki elde etmişlerdir. Zira 9 ve 13 Ocak’ta Türkiye ile Rusya arasında düzenlenen zirveler ve akabinde ilan edilen ateşkes anlaşması, bu gerçeğe dikkat çekmektedir.

Başka bir ifadeyle Türkiye ve Rusya hem sahada hem de masada tutarlı bir politika izleyerek ve tüm gruplar tarafından anlaşılan bir tutum sergileyerek mevcut oyunu bozmuş ve istedikleri şekilde sorunu şekillendirmeye başlamışlardır.

Fransa izlediği ikili politikayı sürdürmektedir. 

Bir yandan Hafter’in iktidara gelmesiyle beraber Libya’daki Fransız çıkarlarının daha güvenli bir şekilde sağlanabileceği kanaatindedir. Dolayısıyla Macron, 30 Aralık 2019’da Türkiye’nin operasyon kararına karşılık olarak Hafter’i destekleyen bir başka aktör Mısır Cumhurbaşkanı Sisi ile beraber ortak bir açıklama yapmıştır. Benzer şekilde 8 Ocak 2020’de Fransız Dışişleri Bakanı Kahire Zirvesine katılarak Mısır, Yunanistan ve Kıbrıs ile beraber Türkiye’nin Libya’ya müdahale kararını ve Doğu Akdeniz tutumunu kınamıştır.

Fransa diğer yandan ise Almanya, BM ve AB ile birlikte Berlin süreci kapsamında siyasi ve diplomatik çözümün gerçekleşmesi gerektiğini vurgulamakta, Libya’ya dış aktörler tarafından yapılan her türlü müdahaleyi kınamaktadır. Fakat Fransa’nın 2011 yılından itibaren Libya’ya en fazla müdahil olan ülke olduğu göz önünde bulundurulduğunda bu tarz çağrıların inandırıcı olmadığı anlaşılmaktadır.

SETA

Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.