Bazı muhalif odaklarca sürdürüle gelen “28 Şubat’ı aratmayan günler” eleştirisi abartılı olsa da bunun 28 Şubat’ın zihin kodlarına dönüşü çağrıştırmaması mümkün mü?
Sosyal medya hesabından “Kelime-i Tevhid” paylaşımının soruşturmaya konu edilmesi başlı başına bir garabettir. Velev ki gerekçenin “Kelime-i Tevhid” değil, “hilafet” vurgusu olduğu söylensin. Ne fark eder? “Hilafet” temalı paylaşım yapmak neden soruşturma gerekçesi olsun?
Öte yandan Temmuz ayında gerçekleştiği bizatihi Valilik açıklamasına yansıyan konunun adeta Kemalistlere şirinlik yaparcasına bir 10 Kasım gününde “soruşturma devam ediyor” diye deklare edilmesi ayrıca dikkat çekici değil mi? Üzerinden 3 ay geçmiş bir soruşturma için “Devam ediyor” açıklaması yapmak sakın söz konusu şahsa karşı linçe girişen faşist-Kemalist tayfanın gazını almaya mebni bir çıkış olmasın? Nitekim sosyal medyada İsmail Belindir'in mağduriyetini dile getirip itibarının iade edilmesi talebinde bulunan vatandaşların yoğun tepkisinin sonuç verdiği ve bu "duyuru" işgüzarlığının bizatihi Valilik sayfasından kaldırıldığı görülüyor. Peki, sayfadan kaldırmakla ortaya çıkan bu rezalet örtbas edilebilir mi? Popüler terkip ile söylenecek olursa hani nerede "devlet adamlığı ciddiyeti"? Bunun hesabı sorulmayacak mı?
Yaşanan bu haksız hukuksuz hadise akıl tutulmasından başka neyle izah edilebilir? Kelime-i Tevhid paylaşımını soruşturma konusu kılanların bizatihi kendilerinin soruşturulması gerekmez mi?