Yargıtay Başkanı Mehmet Akarca, toplumsal değerlerine yabancılaşmış ve temel referanslarını yurt dışı güç ve etki gruplarından alan bir hukukçunun adaletin tecellisine katkısının olamayacağını bildirdi.
Yargıtay Başkanlığından yapılan açıklamaya göre, Akarca, Türkiye Adalet Akademisi tarafından düzenlenen Akademi Söyleşileri programında, hakim ve savcı adaylarıyla bir araya geldi.
Burada konuşan Akarca, adaletin ezeli ve ebedi bir kavram olduğunu bildirdi. Toplumun yargı mensupları hakkındaki algısı ile yargıya ilişkin algının aynı olduğunu belirten Akarca, hakim ve savcılık görevini yapanların mesleki bilgileri ve donanımlarının büyük önem taşıdığını ifade etti.
İyi bir hakimin, öncelikle iyi bir hukuk eğitimi almış olması gerektiğine vurgu yapan Akarca, bu eğitimin ve evrensel hukukun temel ilkelerinin yanında, içinde yaşadığı toplumun kültürünü, örf ve adetlerini, geleneklerini ve sosyal yapısını da çok iyi tanıması gerektiğini vurguladı.
Mehmet Akarca, “Toplumsal değerlerine yabancılaşmış ve temel referanslarını yurt dışı güç ve etki gruplarından alan bir hukukçu, yargı sisteminin hangi alanında görev alırsa alsın adaletin tecellisine katkısı olmaz.” ifadesini kullandı.
Gazze soykırımında, referans alınan insan hakları savunucusu tüm devletler, kuruluşlar ve örgütlerin söylemlerinin bir kıymetinin olmadığı vurgulayan Akarca, şöyle devam etti:
“Buna karşın ‘İnsanı yaşat ki devlet yaşasın’ diyen Şeyh Edebali’den bugüne bizim hukuk kültürümüzün merkezinde insan yer almaktadır. Gerçekte hakimin hakim, fehim, müstakim, emin, mekin ve metin olması gerektiğini öğütleyen Mecelle ne ise 1976 tarihli Yargıtay 1. Hukuk Dairesinin ‘Hakim insana, tabiata, gerçeğe, olağana sırt çevirmeden ve katı kalıplar içinde sıkışıp kalmadan uyuşmazlığa insan kokusu taşıyan bir çözüm getirmek zorunluluğundadır’ anlayışındaki ruh hiç değişmemiştir.”
ÖNÜMÜZDEKİ DAVA VE OLAYA KONU TÜM HUKUKİ METİNLERİ GÖZDEN GEÇİRİNİZ
Yargıtay Başkanı Akarca, konuşmasında hakim savcı adaylarına tavsiyelerde de bulundu.
Hakim ve savcıların önündeki uyuşmazlığa ilişkin tüm hukuki metinleri gözden geçirmesi gerektiğini vurgulayan Akarca, şunları kaydetti:
“Önünüzdeki dava ve olaya konu tüm hukuki metinleri gözden geçiriniz. İlgili mevzuatın tamamını okuyunuz. Bazen maddenin bir fıkrasını okumak sizi yanıltıcı sonuçlara götürebilir. Çoğu zaman ilgili madde ve fıkraların birbirleriyle doğrudan bağlantıları mevcut olup birlikte değerlendirilerek sonuca varılması gerekebilir. Kararlarınızın kesin olması sizleri keyfiliğe yöneltmesin. ‘Nasıl olsa temyiz kabiliyeti yok, herkes bu kararı kabul etmek ve uygulamak zorunda’ mantığıyla adaleti tesis etmekten uzaklaşmayınız. Her kararınızda tarafların üstün hak ve yararlarını koruyucu şekilde emek ve çaba sarf etmelisiniz.”