İSTANBUL SÖZLEŞMESİ’NİN
3.maddesinin, "B" bendinde geçen
"Ev İçinde” (domestic unit) ifadesi, "Aile İçi” olarak tercüme edilmiştir. Keza sözleşme metnin de açıkça "Ev İçi" şiddet tanımlanması yapılmaktadır. Buna göre ev içi şiddet: Mağdur faille aynı evi paylaşsa da paylaşmasa da aile veya hanede, eski veya şimdiki eşler ya da birlikte yaşayan bireyler (partnerler) arasında meydana gelen her türlü fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddeti kapsamaktadır.
Bu noktada sözleşme metninin "Aile İçi” yahut "Ev İçi” olarak tercüme edilmiş olmasının bir önemi kalmamaktadır. Sözleşme de yer alan "Ev İçi" şiddet tanımı açıktır. Sözleşme'nin bu maddesine dayanarak,
"Ankara 2. Aile Mahkemesi tarafından karara bağlanan hükümde, evli olmayan çiftlerin aile sayılması sonucunu doğurmuştur. Verilen nafaka Kararı, mahkeme tarafından, İstanbul sözleşmenin 3.MADDESİNİN "B" bendi baz alınarak mütalaa edilip karara bağlanmıştır. İstanbul Sözleşmesinin hukuki sonuçlarını göstermesi açısından bu karar önemlidir.
ANKARA 2. AİLE MAHKEMESİ'NİN KONU İLE İLGİLİ VERDİĞİ KARARA, DAYANAK TEŞKİL EDEN OLAYIN DETAYI ŞU ŞEKİLDE GERÇEKLEŞMİŞTİR : Dava dosyasına göre, Zeynep D., sevgilisi Okan D. ile Ankara’da birlikte yaşıyorlardı. Zeynep D. hamile olduğunu öğrendikten sonra erkek arkadaşının kendisine şiddet uygulayıp tehdit ettiğini belirterek 6284 sayılı Yasa'daki (Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddettin Önlenmesine Dair Kanun) tedbirlerin uygulanmasını ve bu çerçevede nafaka verilmesini talep etti.
İSTANBUL SÖZLEŞMESİ'Nİ ESAS ALDI
Ankara 2. Aile Mahkemesi, tarafların hukuken evli olmaması nedeniyle 6284 sayılı Yasa kapsamında nafaka verilip verilmeyeceğini tartıştı. Mahkeme, 6284 sayılı Yasa'da evli olmayan çiftler yönünden nafaka verilmesine ilişkin açık bir hüküm bulunmadığına dikkate alarak, genç kadının başvurusunu, İstanbul Sözleşmesi'ni (Kadına Yönelik Şiddetle ve Aile İçi Şiddetle Mücadele ve Önleme Avrupa Konseyi Sözleşmesi) esas alarak karara bağladı.
SÖZLEŞME DE KANUN SAYILIR
Kararda, nüfus kayıtlarından taraflar arasında evlilik bağı olmadığının anlaşıldığı belirtilerek, “Her ne kadar 6284 sayılı Yasa'da açık bir hüküm bulunmamakta ise de İstanbul Sözleşmesi'nin 3/b bendi uyarınca partnerlerin de aile içi şiddet tanımı içinde yer aldığı, Anayasa’nın 90. maddesi uyarınca usulüne göre yürürlüğe konulmuş milletlerarası antlaşmaların ‘kanun’ hükmünde olduğu, usulüne göre yürürlüğe konulmuş temel hak ve özgürlüklere ilişkin milletlerarası antlaşmalarla kanunların, aynı kanunda farklı hükümler içermesi nedeniyle çıkabilecek uyuşmazlıklarda milletlerarası ‘antlaşma’ hükümlerine göre karar verilmesi zorunlu olduğu dikkate alınarak ve dosyadaki belgelere göre takip mahkememizce değerlendirilmiştir” denildi.
EVDEN UZAKLAŞTIRMA VE NAFAKA
Mahkeme yaptığı bu tespitler ışığında sevgilisine şiddet uygulayan Okan D.’nin 3 ay süreyle Zeynep D.’yi şiddet tehdidi, hakaret, aşağılama ve küçük düşürücü söz ve davranışlarda bulunmamasına, genç kadının konutuna, okula ve işyerine yaklaşmamasına ve iletişim araçlarıyla rahatsız etmemesine karar verdi. Mahkeme, 6284 sayılı Yasa'nın 5/4. maddesinde yer alan “şiddet uygulayan, aynı zamanda ailenin geçimini sağlayan yahut katkıda bulunan kişi ise 4721 sayılı (Türk Medeni Kanun) kanun hükümlerine göre nafakaya hükmedilmemiş olması kaydıyla, hâkim, şiddet mağdurunun yaşam düzeyini göz önünde bulundurarak talep edilmese dahi tedbir nafakasına hükmedebilir” hükmü uyarınca, tedbir kararı sürecince geçerli olmak üzere 300 TL nafaka ödemesine hükmetti.