ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,3635
EURO
34,9543
ALTIN
2.325,43
BIST
9.079,97
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
23°C
İstanbul
23°C
Az Bulutlu
Cumartesi Az Bulutlu
22°C
Pazar Az Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
24°C
Salı Az Bulutlu
18°C

İsmail Yaşa

Suudi Arabistan İslam Üniversitesi mezunu olan İsmail Yaşa, Diriliş Postasında köşe yazarlığı yapmaktadır. Katar El Arab gazetesi, Arabi 21 sitesi ve Ahbaru sitelerinde Arapça makaleleri yayınlanmaktadır.

    GANNUŞİ’DEN HODRİ MEYDAN!

    30.07.2020 00:00
    A+
    A-

    Tunus Parlamentosu, bir grup milletvekilinin talebi üzerine Perşembe günü Parlamento Başkanı Raşid el-Gannuşi için güven oylaması yapacak.

    Oylamadan yüzünün akıyla çıkacağına inanan el-Gannuşi, Özgür Anayasa Partisi Başkanı Abir Musi’nin başını çektiği gruba meydan okuyarak, Parlamento Başkanlığı’na tankla değil seçimle geldiğini hatırlattı.

    Raşid el-Gannuşi’yi ve en-Nahda Hareketi’ni hedef alan girişim Musi tarafından yürütülse de arkasında Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi Arap Baharı karşıtı ülkeler var.

    Tunus Cumhurbaşkanı Kays Said’in de bu süreçte demokrasiden yana tavır almak yerine bir takım ayak oyunlarıyla ucuz hesaplar peşine düşmesi ve konumunu güçlendirmeye çalışması kendisine bel bağlayanlarda hayal kırıklığına yol açıyor.

    Oysa en-Nahda Hareketi cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunda Kays Said’i desteklemişti.

    Tunus Cumhurbaşkanı’nın bugün o makamda oturmasını Raşid el-Gannuşi’nin desteğine, halk iradesi ve devrim yanlısı bir propaganda benimsemesine borçlu olduğunu söylemek yanlış olmaz.

    Cumhurbaşkanlığına Abdülfettah Moro’yu aday gösteren en-Nahda Hareketi, ne yazık ki o günkü hatasının bedelini ödüyor.

    Seçimin ilk turunda üçüncü olarak yarış dışı kalan ve Mayıs ayında siyasi hayatını noktaladığını açıklayan Moro’nun yerine daha genç ve hareket dışındaki kesimlerin de oyunu alabilecek bir aday çıkarılsaydı sonuç farklı olabilirdi.

    İkinci tura biri Arap Baharı karşıtlarınca desteklenen eski rejim kalıntısı ve diğeri devrim yanlısı bir söylem benimseyen iki aday kalınca en-Nahda Hareketi’nin de ikincisini, yani Nebil el-Karvi’ye karşı bağımsız aday Kays Said’i desteklemekten başka seçeneği kalmamıştı.

    Tunus Cumhurbaşkanı, yolsuzlukla suçlanan İlyas el-Fahfah’ın istifasının ardından yeni hükümeti kurma görevini İçişleri Bakanı Hişam el-Meşişi’ye verdi.

    Kays Said’in partilerle istişare etmeden el-Fahfah hükümetinden bir bakana ve kendisine yakın bir isme görev vermesi tepkiyle karşılandı.

    Tunus Cumhurbaşkanı’nın en-Nahda Hareketi’ni ve parlamentoyu devre dışı bırakıp bir tür de facto başkanlık sistemi kurma peşinde olduğu görülüyor.

    Parlamenter sistem yerine başkanlık sistemini savunmak Kays Said’in en doğal hakkı.

    Fakat sistem değişikliği için önce anayasanın değişmesi gerekiyor.

    Tunus’ta solcular da en-Nahda Hareketi’ne karşı harekete geçti.

    Siyasi muhalifler Şükri Belaid ve Muhammed Brahmi’ye 2013’te düzenlenen suikastlardan en-Nahda Hareketi’ne bağlı gizli örgütün sorumlu olduğu ve hareketin kanıtları gizlediği iddiasının ısıtılarak yeniden gündeme getirilmesi solcuların da düğmesine basıldığını gösteriyor.

    Tunus’ta Abir Musi’nin başını çektiği grubun gerçek hedefi Raşid el-Gannuşi ya da en-Nahda Hareketi değil.

    Bilakis asıl amaç Arap Baharı’yla gelen demokrasi tecrübesine ve halk iradesine darbe vurarak Tunus’u BAE-Suudi Arabistan-Mısır ekseninin çizgisine getirmek.

    Kays Said’in ise daha çok Arap milliyetçiliği sloganı etrafında şekillenecek, Cezayir’i ve Beşşar el-Esed liderliğindeki Baas rejimini vesaire içine alacak yeni bir güç odağı oluşturma hayali kurduğu anlaşılıyor.

    Bütün bu manevraların bir yönüyle Libya’daki ve Doğu Akdeniz’deki gelişmelerle bağlantılı olduğu da unutulmamalı.

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.