ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,2049
EURO
37,5108
ALTIN
2.889,69
BIST
8.964,10
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
27°C
İstanbul
27°C
Az Bulutlu
Cuma Hafif Yağmurlu
22°C
Cumartesi Çok Bulutlu
21°C
Pazar Çok Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
20°C

Nejdet Demirel

Uzun metrajlı araştırma yazıları kaleme alan Nejdet Demirel, Orta Doğu başta olmak üzere İslam dünyasının içinde bulunmuş olduğu sorunları anlatan pek çok yazısı; farklı gazete, dergi ve dijital platformlarda yayınlanmıştır.

    İRAN’IN AFRİKA’YI ŞİİLEŞTİRME ÇABASI

    05.12.2020 00:00
    A+
    A-

    YAZININ SESLİ ANLATIMI

     

    Emeviler’den Osmanlı devletine kadar olan tarihi süreç içerisinde, şiilik kendini değişik yöntemlerle kamufle ederek yayılmaya ve taraftar toplamaya çalışmıştır. Farklı şii inanç grupları; taraftar toplamak, sızma, adam devşirme ve kısacası tüm siyasi-politik  çalışmalardan geri durmamışlardır. İnsanları etkilemek ve şiiliği kabul edilir hale getirmek amacı doğrultusunda belli başlı yöntemler kullanılmıştır. Kılıktan kılığa giren şii retoriğince, sıkça baş vurulan bazı yöntemler şu şekilde pratiğe yansımıştır. 

    . Tebliğ ve İrşad faaliyetleri şii olmayan müslüman toplumlar üzerinde yoğunlaştırmak.
    . Peygamber (sav) ehli beytinin ismi kullanılarak insanlara şiiliğin anlatılması. 
    . İslam toplumlarına karşı düşman unsurlarıyla işbirliği yapılması.

    Günümüze gelindiğinde değişen pek farklı bir şeyin olmadığını vede geçmiş tarihlerde ortaya konan fitne ve entrikaların aynen devam ettirildiğini görürüz. 1979 İran devrimi ile beraber şiiliğin inanç doktrini İran rejimi tarafından dünyanın bir çok yerinde, yapılan başarılı saha çalışması sonucu kitlelere empoze edilmiştir. İran rejimi, sünni İslam dünyasının hassas olduğu iki unsuru suistimal ederek ön plana çıkartmak suretiyle kullanmıştır..
    Müslümanlar arası vahdet ve Filistin meselesi. Afrika kıtası dahil İran, sünni müslümanların olduğu bölgeye bu tarz kavramları kullanarak sızma yapmıştır.. Şii inancını yaymak için özellikle Afrika kıtasının seçilmesinin iki önemli sosyo-politik sebebe dayandığını belirtmekte fayda var. Fakirlik ve bunun sonucu ortaya çıkan güvenlik gibi sorunlar, İran rejimine arayıpta bulamıyacağı fırsatları doğurmuştur. İran, Afrika’da şiiliğe taraftar kazandırmak için, sahada var olan iki önemli kurumu aktif olarak kullanmaktadır. İran adına Misyonerlik işlevi gören bu kurumlar, halen faaliyetlerine tam gaz devam etmektedirler. 
    . El-Mustafa Üniversitesi
    . Uluslararası Ehl-i Beyt Kongresi
    bu iki önemli oluşumun işlevini biraz açarsak, İran yayılmacılığının nekadar tehlikeli boyutlara vardığı daha iyi görülecektir. 

    İran’ın şii yayılmacılığı Afrika kıtasına yönelik aktif olarak en etkili kurumlarından birisi Uluslararası el-Mustafa Üniversitesi’dir. Bu üniversite, yabancı uyruklu öğrencilerin (şiilik) inanç esasına göre eğitilmesi ve İran’ın politik söylemini yaymayı amaçlayan uluslararası hedefler doğrultusunda kurulmuş olduğu dikkatlerden kaçmamaktadır. Uluslararası el-Mustafa Üniversitesi, 2007’de İran’ın lideri Ayetullah Hameney’in emriyle “Yurtdışı Dini Medreseler Örgütü” ve “Uluslararası İslami Bilimler Merkezinin” birleştirilmesi sonucu kuruldu. 
    170 alt kuruluşu olan bu merkezin 2018 yılına gelindiğinde 60 ülkede temsilcisi olmuş, bünyesindeki 50 binin üzerinde yabancı öğrencisi vardır. Bu yapı, İran lideri Ayetullah Hamaney’in bürosu ve mütevelli heyetinin denetiminde çalışmaktadır. Uluslararası el-Mustafa Üniversitesi eğitim merkezlerinde 4 temel düzeyde, 170 bilim dalında eğitim vermektedir. 2003 yılında uzaktan eğitime de başlayan bu merkezin 80 yakın farklı milletten öğrencisi mevcuttur. Bu üniversitenin internet sitesinde yayınlanan bilgilere göre 2018 yılına kadar 122 etnik gruptan 50 bin yabancı uyruklu öğrenci, bu merkezde eğitime başlamış ve öğrenim gören 30 bin civarında öğrenci burdan mezun olmuştur. 

    Ayrıca Uluslararası el-Mustafa Üniversitesi’ne bağlı bulunan Uluslararası el-Mustafa Araştırma Merkezi bünyesindeki 17 farklı masa, çeşitli branşlarda sosyal araştırmalar yapmaktadır. Üniversite’nin yayınları 8 ülkede 13 farklı dilde Uluslararası el-Mustafa Üniversitesi Yayınevi tarafından yayınlanmaktadır. Bu yayınevinin temsilcilikleri İngiltere, Endonezya, Malezya, Lübnan, Hindistan, Pakistan, Afganistan ve Tayland’da bulunmaktadır. Bu üniversiteye İran tarafından 2018 yılı bütçesinden 84 Milyon 854 bin ABD doları finans sağlanmıştır. 

    Uluslararası Ehli Beyt Kongresi’nin faaliyetlerine gelecek olursak : Toplumsal ve kültürel faaliyetler, tercüme ve yayın faaliyetleri, eğitim-öğretim faaliyetleri, ekonomik destek ve medya faaliyetleri olmak üzere 5 Kategori üzerinden yapılmaktadır. Uluslararası Ehli Beyt Kongresi’nin toplumsal kültürel faaliyetlerinin önemli bir kısmı, çeşitli ülkelerdeki şii camiler, Hüseyniyeler, dini merkezler, kütüphaneler ve sağlık merkezlerine yönelik finansal destek ve misyoner faaliyetlerden oluşmaktadır. İran devrimi’nin oluşum felsefesi ve İran’ın düşünsel ilkelerine uygun şii mezhebine ait önemli kaynak eserlerin tercümeleriyle birlikte yayınlanması, Uluslararası Ehli Beyt Kongresi’nin önem verdiği faaliyet alanlarından biridir. Uluslararası Ehli Beyt Kongresi Yayınevi’nden 2018 yılına kadar 55 dilde 1800 cilt kitap yayınlatılmıştır. Bu eserlerin çoğu Uluslararası Ehli Beyt Kongresi kütüphanesinde bulunan 30 bin cilt kitap ve belgenin çeşitli dillere tercümesi şeklindedir. 

    Bunlara ek olarak 25 dilde yayınlanan 21 dergi mevcuttur. Uluslararası Ehli Beyt Üniversitesi, 25 dilde yayın yapan Ehli Beyt Haber Ajansı ve internet sitesi ile Farsça, Arapça, İngilizce, Türkçe ve Urduca yayın yapan Büyük Ehli Beyt Portalı Uluslararası Ehli Beyt Kongresi bünyesinde çalışmaktadır.
    130 ülkeden üyesi olan Uluslararası Ehli Beyt Kongresi, 24 senelik faaliyet sonucu 90 ülkede temsilcilik açmıştır. Bu temsilciliklerin 39’ü Asya; 42’si Afrika; 18’i Amerika; 40’ı Avrupa’da ve 2’si Asya’da bulunmaktadır. İran şii jeo-politiğinin en önemli ideolojik ayağı olan Uluslararası Ehli Beyt Kongresi’nin faaliyetleri toplumsal kültürel faaliyetler, tercüme ve yayıncılık, eğitim ve öğretim, ekonomik destek ve medya faaliyetleri olmak üzere 5 ana koldan gerçekleştirilmektedir. Günümüzde 130 ülkeden 700 delegesi olan bu merkez İran lideri Ayetullah Hamaney denetiminde çalışmaktadır.

    İran devletinin, Afrika kıtasını şiileştirme çabası İran lehine demografik değişimi de sağlamıştır. Kıtanın şii nüfus etkisine kayması, 2018 yılında yapılan bir çalışma ile gözler önüne serilmiştir.
    90 milyon ile Afrika’nın en kalabalık Müslüman nüfusuna sahip Nijerya’nın %12’si Şii yapılmış, şiiliğe devşirilen bu kitle daha öncesinden sünni müslümanlardan oluştuğunu hatırlatmada fayda var. 
    Ünlü “Paw Araştırma” merkezinin verilerine göre, 1980 yılında Nijerya’da neredeyse hiç şii yokmuş.
    Çad’ın %21 Şii yapılmış. 
    Tanzaya’da bu oran %20 ve 
    Gana’dada ise bu oran %8’dir. 
    Yazı uzamasın diye kıtada mevcut olan diğer ülkelerin şii nüfus oranını yazmıyorum. 1979 İran devrimi öncesi, Afrika kıtasında şiilik bilinmez ve hiç şii yokken, şimdi ise siyah tenli şii din adamı Ayetullah ve binlerce şii mezhebine mensup kişi görmek pekala mümkün arık. 

    İran’ın Afrika kıtasında da bir nevi nüfus casusluğu oluşturma çabaları, Afrika ülkeleri için güvenlik sorunu haline gelmiştir. Afrika’nın en büyük şii nüfusunu barındıran Nijerya ve Gambiya’da İran’a  ait olduğu iddia edilen silahların yakalanması, İran’ın istediği zaman şii grupları harekete geçirebileceği ve bir altyapı oluşturma ihtimalini gözler önüne seriyor.
    Nitekim 25 Kasım 2010 tarihinde Nijerya Federal Cumhuriyeti, “Apapa limanında” el koyduğu silah dolu geminin arkasında İran ve Kudüs Gücünün olduğunu söylemiştir. Nijer’ya hükümetinin el koyduğu 13 konteyner silah, yasadışı yollarla Nijerya’ya sokulmak istenmiştir. Benzer olay Gambiya’da da yaşanmış, ülkeye sokulmak istenilen silahların arkasından İran çıkmıştır. Bunun üzerine Gambiya devleti, İran ile tüm ilişkilerini kesmiştir.

    Fars milliyetçiliği sosuna batırılmış İran şii inancı, misyonerlik faaliyetlerini müslüman olmayan toplumlar üzerine değil, Ehli sünnet İslam anlayışına sahip müslümanlar içerisinde yoğunlaştırması, asıl üzerinde düşünülmesi gereken mühim bir tehlikeye işarettir. İran’ın, devşirdiği şiiler vasıtasıyla Suriye, Yemen, Lübnan, Irak ve dünyanın daha pekçok bölgesinde vekalet savaşları verdiği unutulmamalıdır. İran rejimi kendisine bağlı paramiliter örgütler vasıtasıyla, bir çok İslam beldesini nasıl harabeye çevirdiğini anlatmaya gerek varmı? 

    Tartıştığımız mevzu çok uzun komplike bir konu olduğundan, yazının hacmini kısa tutmaya çalıştım.

    RABBİM BU AZGIN TOPLULUĞUN ŞERRİNDEN BİZLERİ MUHAFAZA ETSİN. 

    Selam ve Duayla 

     

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.