Uzun metrajlı araştırma yazıları kaleme alan Nejdet Demirel, Orta Doğu başta olmak üzere İslam dünyasının içinde bulunmuş olduğu sorunları anlatan pek çok yazısı; farklı gazete, dergi ve dijital platformlarda yayınlanmıştır.
Dünyada var olan savaşlar, doğal afetler ve ekonomik kaygılar ülkeler arası yaşanan göçlerin başlıca sebepleri olarak karşımıza çıkmaktadır. Göçmen sığınmacı vs siz adına her ne derseniz deyin! ortaya çıkardığı sosyal, ekonomik ve güvenlik gibi sorunlar: İyi yönetilemediği zaman göçlerin yoğun yaşandığı ülkelerde iktidar değişikliklerini tetikleyebilecek kadar önemli bir sorun. Göçmenler, beraberinde geldikleri ülkelere ekonomik, sosyal ve güvenlik gibi sorunlarıda taşıdıkları için, hangi ülke vatandaşı olursa olsun hiç fark etmiyor. Geldikleri topraklarda yaşayanlar tarafından genel itibariyle hoş karşılanmaz ve sevilmezler.
Bir önceki ABD seçimlerini Donald Trump, ırkçı ve göçmen karşıtı söylemleriyle kazanmıştı. Avrupa’ya geldiğimizde durum ordan pek farklı değil. Irkçılık ve göçmen karşıtlığı iktidar olabilmenin anahtarı olarak görüldüğünden seçim kampanyalarında sıklıkla bu söylemlerin kullanıldığını görüyoruz. Avrupa’da ortaya çıkan: Irkçı ve göçmen karşıtı partiler, bulundukları ülke sorunlarına dair; ciddi bir proje ortaya koyamadıkları halde hızla büyümeleri sorgulanması gerekir diye düşünüyorum. Bu durum Avrupa toplumunda olan ama ortaya çıkmamış yabancı ve göçmen karşıtlığının ne derece tehlikeli boyutlara geldiğini göstermesi açısından önemli. Yakın bir zamanda Irkçılık ve yabancı düşmanlığı Avrupa’yı da aşan global bir sorun haline dönüşecektir. Buda şu demek oluyor; Göçmen ve yabancı karşıtlığı pirim yaptıkça partiler iktidar olabilmek için parti programlarını ona göre dizayn edip bu yolu kullanmaktan çekinmeyeceklerdir.
Avrupa’da hızla büyüyen göçmen karşıtı partilerin ilk önemli başarısı: Avusturya’da Sebastian Kurz liderliğindeki Avusturya Halk Partisi (ÖVP) ile iktidara gelmek oldu. Avrupa devletlerinde yakın zamanda iktidar olmaları muhtemelen partilere bazı örnekler verelim. Fransa’da, Marine Le Pen’in Ulusal Cephe (FN) Partisi. Hollanda’da, Geert Wilders’in, başında bulunduğu Özgürlük Partisi hızla iktidara yürüyorlar. Tabiki Avrupa’da ırkçılık ve yabancı düşmanlığı üzerine siyaset ve politika yapan partiler bunlarla sınırlı değil. Avrupa, ABD, Asya ve Afrika’nın içinde bulunduğu ülkelerde aynı yolu izleyen irili ufaklı birçok siyasi yapı var. Bunların bazıları iktidar olmuş bazıları ise iktidar ortağı olmuş durumda. Hindistan, Avusturya ve Almanya örnek olarak verilebilir.
Yukarıda kısaca temas etmeye çalıştığımız ötekileştirici yabancı düşmanlığını bir yöntem olarak benimsemiş siyasi anlayışlar gün geçtikçe güçlenip toplumda güçlü karşılık bulabiliyorlar. Türkiye dahil pekçok ülkede göçmen karşıtlığının pirim yaptığını gören muhalefet partileri bu yolu köpürterek kullanmaya başladılar. Türkiye özelinde olaya bakacak olursak Chp ve İyi Parti yöneticileri tarafından yapılan açıklamalar 2023 seçimlerini bu strateji üzerine kuracaklarını gösteriyor. Akparti kadroları çok dikkatli olmaları gerekir. Eğer Afganlar’ın dahil olduğu göçmenler meselesi iyi yönetilemesse bu durum iktidar değişikliğine kadar gidebilir. Tekrar altını çizmek istiyorum. Dışarıdan Türkiye gelen düzensiz göçler nedeniyle CHP, Akparti ve diğer parti tabanları farketmiyor genel bir huzursuzluk söz konusu. Üzerinde durmaya çalıştığımız bu sosyal gerçeklik bizi şu sonuca götürüyor: 2023 başkanlık seçimi, göçmenler ve işsizlik üzerine bina edilecek bir siyaset dili gündemimize girmeye başladı bile. Akparti süreci iyi yönetir ve sosyal medyada üretilen yalan iftira haberlere karşı anında tatminkar cevaplar verip ve yargı sürecini bu kişilere karşı hızlıca işletebilirse! günün sonunda kazanan Erdoğan liderliğindeki Akparti hükümeti olacaktır. Aksi halde seçimler sürpriz sonuçlara gebe olacağını şimdiden söyleyebiliriz.
Sonuç olarak: Toplumun büyük kesimi yaşanan tüm sorunların kaynağı olarak yabancıları görüyor. Sosyal medyada bir çok yalan ve iftira haber döndüğünden bu algıyı tersine çevirmek oldukça zor. Aslına bakılırsa Akparti hükümetinin mecburen ülkemize gelmiş göçmenler konusunda izlediği siyaset taktire şayandır. Nitekim Avrupa başta olmak üzere bu durum bir çok devlet başkanı tarafından gündeme getirilip Erdoğan’a teşekkür edilmiştir. Muhalefet partilerinin konuyu bağlamından saptırdıkları ve işin içine yalan katarak seçim malzemesi yapmalarından dolayı maalesef gerçekler orta yerde yok olup gidiyor. Dolayısıyla Erdoğan’ı devirmeyi kafasına koymuş uluslararası akıl: Bizdeki muhalefet partilerine her türlü destek fazlasıyla sağlanıyor. “İstedikleri tek şey var Erdoğanı devirmek.” BAE ve İsrail’in başını çektiği bazı ülke istihbaratları, muhalefet ile ortak hareket ediyorlar. Akparti yöneticileri meseleyi ciddiye alıp bu koşullara göre: Kapsamlı siyaset üretip bir yol haritası belirlenmesi gerekir. Çünkü, “2023 seçimlerinin bir nevi kaderi, siyasi partilerin göçmen politikaları ile ilgili atacakları adımlar belirleyecektir.”
Rabbim müslümanlara tuzak kuranlara fırsat verme! Allahım Onları ıslah et, Islah olmuyorlarsa kahru perişan eyle. amin