Irak’ın Diyala iline bağlı El Mikdadiyye bölgesinde El Haşd El Şaabi isimli Şii milis gruplarının Sünnilere ait camileri yakması üzerine Irak Parlamentosu’ndaki Sünni milletvekilleri ve bakanlar parlamento ve bakanlar kurulu toplantılarını boykot kararı aldı. Ayetullah Ali El Sistani’nin talimatları doğrultusunda sözde IŞİD’e karşı savaşmak üzere kurulan El Haşd El Şaabi, hem İran hem de Bağdat’taki hükümet tarafından destekleniyor.
Irak Parlamentosu Yekgirtu Milletvekili Musena Emin, Süleymaniye kentinde AA muhabirine yaptığı açıklamada, Diyala’da Sünnilere yapılan saldırıların “mezhep temizliği” olduğunu söyleyerek şöyle diyor: “Çok düşmanca olup iyi bir niyet içermediği gibi, DAİŞ’in (IŞİD’in) yaptığından hiçbir farkı da yoktur.”
Şii milislerin Irak’ta gerçekleştirdiği cinayetlerin vahşiliği tüm dünya tarafından kasıtlı olarak görmezden geliniyor.
Şii milislerce sadece camiler değil, yakalanan masum insanlar da diri diri yakılıyor.
Sıradan köylülere olmadık işkenceler yapılıyor.
Kahkahalar arasında insanların kulakları kesiliyor.
Üstelik bütün bu vahşet bizzat El Haşd El Şaabi üyesi Şii milisler tarafından kameralarla tescil edilerek yayınlanıyor.
Youtube sitesi Şii milislerin işlediği cinayetleri gösteren videolarla dolu.
Fakat tüm dünya üç maymunları oynuyor ve sanki hiçbir şey yokmuş gibi davranıyor.
Önümüzde koskocaman bir fil duruyor ve biz gözümüzü kapattığımız veya yokmuş gibi davrandığımız için o fil yok olmuyor.
Sadece bilerek ve isteyerek kendimizi aldatıyoruz.
Oysa yaşananların hem kayıtları hem de canlı tanıkları var.
Iraklı Haydar Samir Hamidi, dokuz yıl Irak ordusunda mütercim ve kameraman olarak görev yaptı.
Bir süre El Haşd El Şaabi milis grubu hesabına da çalışan Hamidi, ailesiyle birlikte Irak’tan kaçarak Almanya’ya sığındı.
Deutsche Welle televizyonu Berlin’de sporsalonunda yaşayan Hamidi’yi bulup konuştu.
Anlattıkları video görüntüleriyle ve fotoğraflarla belgeli cinayetlerin itirafı niteliğinde:
“El Haşd El Şaabi, suçsuz insanları öldürüyor veya gözaltına alıyor. Onların terörist oldukları yalanını uyduruyor. Tek bir mermi dahi bulunmayan sivillere ait evleri içinde silah bulunduğu iddiasıyla havaya uçuruyor.”
Hamidi’nin anlattıkları Şii milisler tarafından gerçekleştirilen vahşetin sadece küçücük bir parçası.
Sünni liderlerden Irak Meclisi Başkanı Selim El Cuburi, Diyala’da Sünnilere yönelik mezhep temizliği yapanların ve camileri yakanların hepsinin kimliklerinin bilindiğini söyleyerek cezalandırılmalarını istiyor.
Selim El Cuburi ve benzerlerinin maalesef yapabildiği tek şey parlamentoyu ve bakanlar kurulu toplantılarını boykot etmek.
Fakat sadece boykotla elde edebilecekleri pek fazla birşey yok.
Irak’ta Şii Arapların arkasında hem Amerika hem de İran var.
Kürtler de yine hem askeri güce hem de birçok ülkenin desteğine sahipler.
Sünni Araplar ise kimsesiz.
Sahip çıkan tek bir ülke dahi yok.
Şii milisler ve IŞİD arasında sıkışmış haldeler.
Birleşip bütünleşmeden, askeri güce kavuşmadan, arkalarında kendilerine her türlü siyasi ve askeri desteği sağlayacak bir veya birkaç devlet olmadan Iraklı Sünni Arapların camilerini ve canlarını koruyabilmeleri oldukça zor.
Allah yardımcıları olsun.
İsmail Yaşa