Allah (c.c) beni Müslüman olarak kabul ediyor mu? *
Benim kendimi Müslüman ilan etmem yetmez! Yüce Rabbim’in de beni Müslüman olarak kabul etmesi gerek. Bunun için de O’nun her emrini yerine getirmem ve yasakladıklarından da kaçınmam gerek. Ancak bu şekilde tam manasıyla Müslüman olabilirim.
Dilimle Müslüman olduğumu söyler de yaşantımla kafirlere, müşriklere, münafıklara, modernistlere, laiklere, Hristiyanlara, Yahudilere, mala ve mülke kul olmuş kârunlara, firavunlara yaranmak için bin bir takla atan belamlara ve nefsinin uydusu olmuş zavallılara benzersem öbür dünyada halim nice olur? Bunu şimdiden düşünmem/düşünmeniz lazım gelmektedir.
Yüce Allah’ın dini İslâm, bizim hayatımızın her noktasına ve her anına müdahale eder. Dinimiz İslam, bizi kendi halimize bırakmaz. Bize, bütün bir hayatımız boyunca nasıl yaşayacağımızı öğretir ve bizden böyle bir hayat yaşamamızı ister. Bize sevgili Peygamber efendimiz ve onun güzide sahabesi gibi yaşamamızı, inanç, ibadet ve ahlakımızla onlara benzememizi ister.
Evet, ibadetlerimizde, aile hayatımızda, ticaretimizde, birbirimizle olan münasebetlerimizde, yönetme ve yönetilmemizde, dine hizmet konularında, kısacası hayatın her alanında ve anında onları örnek almamızın gerekliliğinin esas olduğunu vurgular.
Camide Müslüman olduğumuz kadar çarşı pazarda da Müslüman olacağız. Evde ibadetlerimizi yerine getirdiğimiz kadar işyerinde de ibadetlerimizi yerine getireceğiz. Eşimizin, çocuklarımızın hakkını görüp gözettiğimiz kadar öğrencilerimizin ve çevremizdeki diğer insanların da hakkını görüp gözeteceğiz.
Aldığımız maaşın helâl olması için işimize gösterdiğimiz özen kadar, çalıştırdığımız insanların hakkını tam manasıyla ödemek için de özen göstermeliyiz.
Yokluk dönemlerimizde bu dini nasıl yaşadıysak şimdilerde varlıkta da öyle yaşamalıyız. İnsanların yanında nasıl yaşıyorsak, yalnız kaldığımızda da öyle yaşamalıyız. Bizi tanıyan insanların yanında nasıl yaşıyorsak bizi tanımayanların yanında da öyle yaşamalıyız.
Cenazelerimizde nasıl İslam dininin emirlerini yerine getiriyorsak, evlenirken eş seçiminde, nikah ve düğünlerimizde, çocuklarımızın eğitiminde, akrabalık ilişkilerimizde de İslam’ın emirlerini yerine getirmeliyiz.
Bu anlattıklarımızdan şu çıkarımlarda bulunduysak amaç hasıl olmuş demektir!
▪Müslüman, Allaha teslim olan insandır.
▪Müslüman, kolay kolay inancından taviz vermez.
▪Müslüman, dostunu düşmanını iyi seçen kişidir.
▪Müslüman, sık sık fikir değiştirmeyen insandır.
▪Müslüman, rüzgârın önünde bir saman çöpü gibi, bir o tarafa bir bu tarafa savrulmaz.
▪Müslüman, suyun önündeki çer çöp gibi olamaz.
▪Müslüman, Kur’an’dan ve Sünnet’ten beslenen kişidir.
▪Müslüman, bir elinde Kur’an, diğer elinde de Sünnet olan ve bunları kendisine rehber, pusula, yol haritası edinen kişidir.
▪Müslüman, Allah’a kul, Hz. Muhammed’e ümmet olmakla şeref duyan kişidir.
▪Müslüman, kendisini inandığı değerleriyle ne kadar uyumlu olduğunu sık sık gözden geçirendir.
▪Müslüman, başkalarının elinden ve dilinden emin olduğu kimsedir.
▪Müslüman, olduğu yerde durmayan, kendi nefsi için istediğini bütün insanlık için de isteyen kişidir.
▪Müslüman, eline geçen her fırsatta dininin buyruklarını tebliğ ve davet edendir.
▪Müslüman, dininin temsiliyetine dikkat edip, önemseyen kişidir.
▪Müslüman, zulmetmeyen ve zulme rıza göstermeyendir.
Son olarak:
Ey Müslümanım diyen kardeşim! Lütfen, ne olursun vakit geçmeden, fırsat elden kaçmadan sakin bir kafa ile şu soruyu kendine sor, “Allah beni Müslüman olarak kabul ediyor mu?” Bu açıdan Müslümanlığını, (hayatını) bir daha gözden geçir.
- (İlk adım dergisi sayı 339, Mustafa Ağırman’ın yazısından istifade edilmiştir)