ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,3826
EURO
36,8470
ALTIN
2.970,27
BIST
9.184,82
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
13°C
İstanbul
13°C
Hafif Yağmurlu
Pazar Hafif Yağmurlu
16°C
Pazartesi Hafif Yağmurlu
17°C
Salı Çok Bulutlu
16°C
Çarşamba Hafif Yağmurlu
14°C

Mustafa Özcan

Mısır ve Suriye’de Arapça ve İslami eğitim alan Mustafa Özcan, Milli Gazete, Yeni Şafak ve Yeni Asya gazetelerinde dış haberler servislerini yönetti.Yerli ve yabancı onlarca dergi ve gazetede yazı ve makaleleri yayınlanmıştır.

    Hizbullah’a Nebih Berri aşısı

    12.10.2024 20:20
    A+
    A-

    Art arda gelen İsrail darbelerinden sonra şoka giren Şii kesim Lübnan’da stratejik bir dönüşüm kararı aldı. Derisini belki de yüreğini değiştiriyor. Şiiler bir yönüyle devrim öncesine ve kayıp imam Musa Sadr dönemine geri dönüyor. Halefi Nebih Berri üzerinden. Musa Sadr Lübnan’da Mahrumlar Hareketi’ni kuran Şii din adamı idi. Hayatta iken kritik roller üstlenmiştir. Esat’ı Nuseyri/Batini değil de Şii sayan fetvasıyla anayasaya göre kapalı olan cumhurbaşkanlığı yolunu açmıştır. Zira anayasaya göre cumhurbaşkanlığı makamına oturan kişinin Müslüman olması gerekiyor. Başbakanlığı kısıtlayan böyle bir hüküm olmadığından Hıristiyan kökenli Faris Huri daha önce başbakan olmuştur. Müslümanlarda iyi bir intiba da bırakmıştır. Musa Sadr’ın hukukçu laik halefi Nebih Berri Nasrallah sonrası dönemin aranan ismi oldu. Hasan Nasrallah’ın yerine geçmesi beklenen Hizbullah’da ikinci siyasi kişilik olan Naim Kasım, Nebih Berri’yi Hasan Nasrallah’ın yerine halefi olmasını teklif etti. Onu Lübnan’daki Şiilerin baş büyüğü, en büyüğü olarak tanımladı. Belki de aynı anda mason üstatlarından veya büyüklerinden biridir.

    Bunun iki nedeni var. Birincisi, İsrail nezdinde sicilinin temiz olmasıdır. Geçmişte taraflar iyi ilişkilere sahip olmuştur. İkincisi ise sorumlusu olduğu mülteci kamplarındaki Filistinli katliamlarıdır. Bunun geniş bir hikayesini merhum Muhammed Surur Zeynelabidin kaleme almıştır. Kuşatılan kamplarda Filistinliler açlığa mahkum edilmiş, fare, kedi ve köpek ne buldularsa yeme durumunda bırakılmışlardır. Zeynelabidin, Me’sat el Muhayyemat el Filistiniye fi Lübnan/ Lübnan’da Filistinli Kampların Trajedisi adlı bir eser kaleme almıştır. Nebih Berri’nin komutasındaki Emel örgütü militanlarının Filistinlilere yaptıklarını anlatmıştır. Hizbullah’ın başına geçmesiyle birlikte Filistinli katili, Hamas’ın da ortaklarından birisi haline gelecektir. Nitekim acımadan Suriye halkını kesen Beşşar Esat da son dönemde yeniden Hamas’ın ortakları arasına katılmıştır. Ama hala dini ve ideolojik nedenlerden dolayı onlardan nefret etmektedir. Hamas’ın ki maalesef tek yanlı bir muhabbet. Ya da kendilerini mecburiyet halinde hissediyor almalılar. Halbuki ideolojik nedenlerle ve laik karakteri nedeniyle Esat’ın Hamas ile yıldızı bir türlü barışmıyor. Muhammed Surur Zeynelabidin bir pazarlama ustalığı olan Hizbullah zaferinin gerçeğini (2006) ele alan bir kitap da yazmıştır.

    Kısaca işlevsel rolü ve marifetleri nedeniyle Nebih Berri şimdi Nasrallah’ın yerine aranan adam olmuştur. Halbuki bu durum Hizbullah’ın hem ideolojisinden hem de stratejisinden taviz verme ve geri adım atma anlamına geliyor. Öyle ise niye bu ismi tercih ediyorlar? Hizbullah örgüt dışından bu adamı neden Hizbullah’ın başına getirmek istemektedir? Zira Hizbullah projesi çökmüştür. Onu yerinden kaldırmak ve hayat öpücüğü vermek gerekiyor. Bunu da kısmen Nebih Berri sağlayabilir. O, İsrail’in Lübnan’daki mutemet adamlarından birisidir. Bu güvenli adamla birlikte en azından mevcutlarından bir kısmını ya da kurtarılabileceklerdi kurtarmak istiyorlar. Vaktiyle İsrail ordusunda görev yapan ve Güney Lübnan dosyasından sorumlu olan General ve siyaset adamı Rafael Eitan istihbarat tutanaklarına dayanarak Lübnanlı ortaklarını analiz etmiştir. ‘Falanjistlerden ve Pierre Cemayel ile Beşir Cemayel’den bize ortak olmaz, en iyi ortaklarımız Şiilerdir’ demiştir. O dönemde cumhurbaşkanı olan Falanjist ve Maruni kökenli Beşir Cemayel’in Müslümanları kışkırtması ve nobran davranışları nedeniyle İsrail’in güvenli bir ortağı olamayacağını ve Şii ortaklarıyla aralarını bozma potansiyeli taşıdığını söylemiştir. Ziyad Nuceym adlı yorumcunun anlattığı gibi Rafael Eitan Güney Lübnan’da kendileri için en güvenli ortağın Şiiler ve bilhassa Emel’in temsil etiiği ılımlı Şiiler olduğunu söylemiştir (https://www. youtube. com/watch?v=Roc3XGaPM9E). Ziyad Nuceym Şii-Siyonist ortaklığından bahsetmiş ve tarihte Yahudilerin Mecusilerden başka ortakları olmadığını kaydetmiştir.

    Şimdi İsrail’e göre ılımlı Şiilerin lideri, radikal Şiilerin partisi olan Hizbullah’a aşı yapılıyor.

    Burada Hamas’ın ve onun ötesinde Şiilerin asabiyeti bir kenara bırakarak İran bağlantısından büyük bir ders çıkarması gerekir. Hem Hamas hem de Şiilerin İran ile yollarını ayırması yeniden Sünni dünya ile kenetlenmelerinin önünü açar. İsrail ile sürtüşme ve sonuçları bunun için bir fırsat sunuyor. Denildiği gibi Hizbullah İsrail’in can simididir nitekim güneyde Gazze Şeridi’nde aldığı darbeyi kuzeyde yani Hizbullah üzerinden telafi etmektedir. Artıya geçmiştir. Hamas açısından aşamaları yakmak veya aşmak İran ortaklığına çıkıyorsa o takdirde yaktığı aşamaları gözden geçirmelidir. İsrail Hamas içindeki Rantisi gibi akil adamları devre dışı bıraktı yani suikastlarla tasfiye etti. Şimdi Hamas adam kıtlığı çekiyor. Şimdi halkını öldüren Nebih Berri gibi bir adamla ortaklık yapmak durumunda kalacaktır. Bu ise imajını yerle bir edecektir.

    İran ve Hizbulllah’ın yeni tercihi partinin İdeolojik yönünü kırpacak ve pragmatik hale getirecektir. Ya da fikri açıdan korumak için İran’a ilişkilere veda edecekler. Bilhassa Hamas fekkü irtibat ile yani bağlantıyı keserek kendi yolunda devam etmelidir. Sünni ülkelere kızarak Sünni tabanı küstürmemelidir. Yine de Sünni ülkelerin zararı İran’ın zararından daha azdır. Sünni ülkeler pasifine kötüdür İran ise aktif olarak kötüdür. Sünni ülkelerden nefretle İran’a yaklaşmak stratejik bir gaflettir. İran bölgede sonu gelmeyen savaşlara neden olmuştur. İran gerçekte direnişi sadece marka olarak kullanmaktadır.

    Lübnan’da Şiiler nasıl ki yeni bir tercihte bulundular ise Hamas da yeni bir tercih yapmakla karşı karşıyadır. Ya Sünni kitleleri ya da İran’ı tercih edecektir. Pireye kızıp yorgan yakılmaz.Sonuçta, Hamas’ın Lübnan’daki ortaklığında şapa oturdu. Direniş ekseni diye bir şey kalmadı. Gazze tek başına kaldı.

    *Sosyal medyada Naim Kasım’ın konuşmasıyla ilgili Nasrallah’ın halefi olarak Nebih Berri’ye işaret ettiği yorumları yapılsa da işin özü haleflikle değil ateşkesle alakalı. Nebih Berri’nin insiyatif almasında ve uluslararası camia ile ateşkes müzakereleri yürütmesinde. Adeta ateş hattından kurtarması için Naim kasım Berri’ye yalvarıyor. Lakin şart olarak Gazze’de ateşkese varılmasını istemesi süreci tıkıyor. ABD Hizbullah’ın bu şartı kaldırmasını da yetersiz ve gecikmeli buluyor.

    Fikriyat Dergisi

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.