ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,5670
EURO
34,8843
ALTIN
2.439,60
BIST
9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Hafif Yağmurlu
25°C
İstanbul
25°C
Hafif Yağmurlu
Çarşamba Az Bulutlu
22°C
Perşembe Az Bulutlu
20°C
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
17°C

Mustafa Özcan

Mısır ve Suriye’de Arapça ve İslami eğitim alan Mustafa Özcan, Milli Gazete, Yeni Şafak ve Yeni Asya gazetelerinde dış haberler servislerini yönetti.Yerli ve yabancı onlarca dergi ve gazetede yazı ve makaleleri yayınlanmıştır.

    PUTİN’İN SON HAMLESİ

    01.03.2022 13:04
    A+
    A-

    Putin, Ukrayna’yı işgale başlamadan evvel ayrılıkçı Rusların bulunduğu iki bölgenin (Luhansk ve Donetsk) bağımsızlıklarını tanıma yönündeki ferman veya kararnameyi imzalamasından sonra beklenmedik bir adım attı. Askeri olarak bu bölgeleri hedef almak yerine Ukrayna’ya Batı’dan girdi! Bu ne anlama geliyor? Sadece şaşırtma taktiği mi yoksa topyekün bir işgal niyeti mi? Hedefteki bölgelere asker çıkartacağı yerde daha önce askeri yığınak yaptığı Beyaz Rusya üzerinden doğrudan Kiev üzerine yürüdü ve ülkeyi işgale başladı. Bu da Putin’in final çözümünü gösteriyor. Final çözüm, Ukrayna’yı ortadan kaldırmak ve Nazi döneminde Hitler’in Fransa’da yaptığı gibi geride Vichy tarzı kukla bir yönetim kurmak ve bırakmak. Babrak Karmal, General Necip’ten Esat’a Ruslar kuklaları pek severler! Kısaca taktik hedefi iki bölgeyi bağımsız ilan etmek ve Rusya’ya katmaksa da temel amacı Ukrayna’yı dize getirmek ve burada rejimi değiştirmek. Kısaca bağımsız Ukrayna’yı yok etmektir. Daha önce Afganistan gibi bölgelerde yaptığı gibi kukla yönetimler dikmek ve atamaktır. Anlaşılan Putin, geçmişte Kremlin yanlısı Viktor Yanukoviç’in hezimetini ve kaçışını hazmedememiş, unutamamış ve ilk kareye geri dönmek istiyor. Ukrayna’yı tarihe göndermek istiyor. Zaten kimilerine göre Ukrayna’nın 1917 öncesi yok. Herkesin bir miladı vardır. Rusların da öyle. Putin’e göre Ukrayna 1917 yılından beri tarih sahnesine çıkmış bulunuyor. Oldu olacak o zaman şu soruyu da sormalıyız: Moskova mı yoksa Kiev mi daha kıdemli? Putin, Ukrayna’yı Sovyet liderlerinin kurduğunu söylüyor. Elbette internasyonalist bir ideolojinin ürettiği çözüm böyle olmalıdır. Putin milliyetçilik zemininden bunu tersyüz ediyor.

    Milliyetçiliğe dayanan bir Rus imparatorluğu düşlüyor. Sadece ideolojik araçlar farklı! Alman Dışişleri Bakanı Annalena Baerbock, Putin’in güvenceler vermesine rağmen güvencelerini çiğneyerek Ukrayna’yı işgale başladığını ve dolayısıyla yalancı olduğunu söylüyor. Putin elbette yalancı ama Batılılar da bir o kadar kaypak! İşgal öncesi Batılı raporların tamamı gerçeği aksettirirken Putin ve Zaharova gibiler dünyanın gözünün içine bakarak profesyonelce yalan söylediler. Putin çıkarlarını hizmet edecek, karşılayacak şekilde sadece ülkeleri değil aynı zamanda tarihlerini de parçalıyor. Bu hususta son sıralarda çok sevdiği Muhammed Bin Selman da Suudi Arabistan’ın kuruluşuyla alakalı olarak yeni bir tarih tayin etti. Putin’in tarih anlayışına göre temelsiz olan sadece Ukrayna değil Türki Cumhuriyetler de temelsizdir. Tarihte Kazaklar vardı ama Kazakistan diye bir ülke bulunuyor muydu? Kazakistan yoktu ama aynı topraklar üzerinde Hive ile Buhara Hanlığı bulunuyordu. Kısaca Ukrayna ile ilgili modeli pekala yarın Kazakistan’a da uyarlayabilir ve uygulayabilir. Moldova sırada bekliyor!

    Newsweek dergisinin analizine göre Putin ve askerleri bu hızla ilerleyecek ve dünya buna seyirci kalmaya devam edecek olursa; bir kaç güne kalmadan Kiev düşer. Ardından da Putin geride bir kukla yönetim bırakarak Ukrayna’dan çekildiğini açıklar. Buna da inanmamak lazım. Suriye’den kaç defa çekildiklerini açıkladılar Halbuki, sadece asker değişimi yaptılar.

    Peki, Batı gafil mi avlandı? Bundan ziyade Batı’da sosyolojik değişim var. Putin kararlı ayrıca askeri ve ekonomik gücü var. Bunlara dayanarak yol alıyor. Batı ise kararsız, daha doğrusu gevşek. Bunu en güzel ifade edenlerden birisi Londra’da ikamet eden dostumuz Züheyir Salim olmuştur. Netflix kuşağı ile birlikte Batı’nın savaş kazanmasının mümkün olmadığını dile getirmiştir. Lakin Putin, saldırganlığı ile birlikte kısa sürede bütün dünyayı savaş düzenine sokabilir. Üzüm üzüme bakarak kararır. Zayıflamış genler yeniden palazlanır. Halihazırda ise Putin haşin gücü temsil ederken Batı yumuşak hatta muhannes (dişil) gücü temsil etmektedir. Netflix kültürü budur. Ukrayna meselesinde Batı, Srebrenitsa’yı Sırplara teslim eden Hollandalı barış gücü askerleri gibi davranmıştır. Ne derece doğru bilinmez ama bu askerlerin eşcinsel eğilimli oldukları ve Boşnak sivilleri bu arka plandan Sırp katillere teslim ettikleri kayda geçmiştir. Soğuk savaştan sonra Batı, savaş azmini kaybetmiştir. Saddam karşısında efelenen Batı, Putin karşısında kuzu olmuş ve çaresiz kalmıştır.

    Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski’nin tarihe geçecek sözlerinden birisi de şudur: Savaşa biz seçmedik. Savaşın Putin’in seçeneği olduğunu anlatmak istiyor. İran-Irak savaşından da geriye kalan, tarihe geçen ibarelerden birisi şuydu: Dayatılan savaş. İranlılar savaşın kendilerine dayatıldığını ve kendilerinin seçmediğini söylüyorlardı. Bu tespit İran seçeneğinde ne kadar doğru bilinmez ama Ukrayna seçeneğinde Zelenski’nin sözleri fazlasıyla yerinde. Batı’nın gevşekliği sayesinde Putin, Ukrayna’yı işgale yeltenmiştir.

    Ozan Gündoğdu adlı solak yorumcu ‘Ukrayna’da Nazi sempatisi çok yüksek’ diyerek bu ülkeyi ve halkını hedef göstermiştir! ‘Naziler geleceğine Putin yeğdir’ mantığı kuruyor! Ona kalırsa birileri de Zelenski’nin Yahudiliğini hatırlamış! Şimdi bu bir tespit mi, yoksa haklı haksız karşısında zihinleri bulandırmak mı? Naziler ile Rusya arasında pestil gibi ezilen iki ülkeden birisi Polonya diğeri de Ukrayna’dır. Her iki ülke de İkinci Dünya Savaşı sırasında Sovyet katliamına maruz kalmıştır. Katyn Ormanı Katliamı, 1940 yılında yaklaşık 22 bin Polonyalı subay, sivil ve aydınların başlarına birer kurşun sıkılarak gerçekleştirilen toplu infazdır. Ruslar Nazilerin üzerine yıksalar da gerçekte bunu kendileri yapmıştır. Rus gizli polisi ÇEKA İkinci Dünya Savaşı öncesinde ve sırasında en büyük katliamlardan birisine imza atmış ve Ukrayna’da 8 milyon civarında Ukraynalıyı açlığa mahkum ederek öldürmüştür. Bundan dolayı Ruslara teşekkür etmeleri mi gerekiyor? Holodomor, (Ukraynaca: Голодомо́р) ya da Ukrayna Kırımı, 1932-1933 arasında, o dönem Sovyetler Birliği’nde, şimdiki Ukrayna ve Rusya’nın Kuban bölgesinde suni olarak üretilen kıtlık sebebiyle yaklaşık olarak 8 milyon insanın öldüğü kayda geçirilmiştir. Gerçi Sovyet arşivlerinin açılmaması yüzünden, ölü sayısını kesin olarak belirleyebilecek araştırmalar günümüze kadar hâlâ yapılamamış olmasına rağmen, Ukrayna nüfusunun dörtte birinin o dönemde hayatını kaybettiği düşünülmektedir. Naziler 6 milyon Yahudi’yi fırınlara atarak öldürdükleri gerekçesiyle Nürmberg Mahkemelerinde yargılanmışlardır. Ama galip tarafın katliamcıları bu muhakemeden azat kalmışlardır.

    Fransızlar Cezayir’de 5 milyon Cezayirliyi katlettikleri gibi İngilizler de 1857 yılında Hindistan’da 10 milyon Müslüman ve Hindu’yu öldürmüşlerdir. Ruslar Tatarları ve onun dışında Kafkas halklarını da tehcire ve katliamlara uğratmışlardır. Bizzat bu katliamların kalıntılarından birisi Ali Kemal’in torunu Çerkez asıllı İngiliz Başbakan Johnson’dur. Tehcir ve katliamların tarihi bir abidesi gibi karşımızda dikilmektedir.

    Sırasıyla Afganistan, Çeçenistan ve Suriye’de Ruslar hala öldürmeye devam ediyorlar. Lakin rövanşı hak eden Rus halkı değil saldırgan Putin zihniyetidir.

    Putin tarihin akrep ve yelkovanını 2014 yılına uyarlamak, geri döndürmek istiyor. O zaman ne olmuştu? Kazan kaldıran Ukrayna halkı, Rus kuklası olan Devlet Başkanı Yanukoviç’i al aşağı etmişti.

    Şimdi Putin kukla sistemine geri dönmek istiyor. Putin kuklacıdır, eski Ukrayna cumhurbaşkanlarından Yuşenko da Putin’in gazabına uğramış ve zehirletilmiştir. Eski bir KGB ajanı olarak Putin’in en iyi bildiği istihbarat oyunlarından birisi suikastlar zinciri ise diğeri de zehir enjekte etmektir. Zehirleriyle meşhur olmuştur. Zehirleriyle hem Kiev hem de Londra’ya ulaşabiliyor.

    ‘Aç ayıya tahabbup iştihasını açar’ derler. Nitekim, Batılılar sürekli olarak Putin’e iştah açıcılar tedarik ediyorlar. Adamın iştahı yerinde ve sırada Ukrayna var. Batı, çıkarı olmadan mazlumlar için kılını kıpırdatmaz, elini taşın altına koymaz. Putin’in Ukrayna’dan normalleşme karşılığında 4 talebi vardı. Bunları alt alta sıraladığınızda bunun teslimiyet şartları olduğunu görürsünüz: “Kırım Yarımadası ve Sivastopol şehrinin Rusya’ya ait olduğunu onaylamak. NATO’ya katılmaktan vazgeçmek. Donbas meselesini müzakere yoluyla halletmek. Ukrayna’nın silahlardan arındırılması.”

    Bunun anlamlarından birisi de Ukrayna’nın tarafsız bir statüye büründürülmesidir. İsviçre gibi tarafsız bir Ukrayna, müzakereler için bir zemin olabilir. Lakin silahtan arındırılmış bir Ukrayna sadece Rusya’nın iştahını kabartır.

    Fikriyat

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.