ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,2684
EURO
37,6700
ALTIN
2.913,65
BIST
9.031,64
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Çok Bulutlu
24°C
İstanbul
24°C
Çok Bulutlu
Çarşamba Az Bulutlu
25°C
Perşembe Çok Bulutlu
26°C
Cuma Hafif Yağmurlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C

İsmail Yaşa

Suudi Arabistan İslam Üniversitesi mezunu olan İsmail Yaşa, Diriliş Postasında köşe yazarlığı yapmaktadır. Katar El Arab gazetesi, Arabi 21 sitesi ve Ahbaru sitelerinde Arapça makaleleri yayınlanmaktadır.

    UKRAYNA DERSLERİ

    01.03.2022 12:49
    A+
    A-

    Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başlaması daha şimdiden milli güvenlik, savunma, uluslararası ilişkiler, dünya düzeni, ittifaklar, bölgesel ve küresel güç dengesi gibi konularda tarihe geçecek birçok ders verdi.

    İki dünya savaşının ardından yeni bir dünya savaşının çıkmasını önlemek ve barışı koruma amacıyla kurulan uluslararası sistemin tamamen köhneleştiği, işlevsiz kaldığı ve önemini kaybettiği bir kez daha ortaya çıktı.

    Birlemiş Milletler’in (BM) artık gereksiz bir kurum olduğuna ve Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) beş daimi üyesinin barışı tehdit eden eylemlerine karşı hiçbir şey yapamayacağına inananların sayısı her geçen gün artıyor.

    Rusya’nın veto hakkının bulunduğu ve dönem başkanı olduğu BMGK’dan Rusya aleyhine bir karar çıkması imkânsız.

    Ukrayna’nın başına gelenler başkasının ve özellikle de Batı’nın ipiyle kuyuya inilmeyeceğini yeniden gösterdi.

    Amerika ve Avrupa, kendilerine bel bağlayan Ukrayna’yı Rusya karşısında tamamen yüzüstü bıraktı.

    Ukrayna Devlet Başkanı Vladimir Zelenskiy önceki akşam halka hitap ettiği video mesajında açıkça yalnız bırakıldıklarını söyleyerek, “Ülkemizi tek başımıza savunuyoruz. Dünyanın en kudretli güçleri uzaktan izliyor” dedi. 

    Türkiye böyle bir tavrı çok önceden tecrübe etmişti.

    Dünyayı 1962’de nükleer savaşın eşiğine getiren Küba Füze Krizi, ABD ve Sovyetler Birliği arasında Türkiye üzerinde yapılan gizli bir pazarlıkla çözülmüştü.

    ABD Başkanı John F. Kennedy, SSCB Komünist Partisi Genel Sekreteri Nikita Kruşçev’e Küba’daki füzelerin kaldırılması karşılığında Türkiye’deki Jüpiter füzelerinin sökülmesini önermişti.

    Krizin füze rampalarının vurulacağı sınırlı bir sıcak savaşa dönüşmesi halinde en çok zarar görecek ülkelerin başında Küba ve Türkiye geliyordu.

    Washington, Türkiye’nin milli güvenliğini ve bekasını ilgilendiren bir konuda görüşünü alma gereği duymadığı Ankara’ya ufacık bir bilgi dahi vermemişti.

    Türkiye, sözde müttefiki ABD’nin kendisini Sovyetler Birliği (SSCB) karşısında yalnız bırakabileceğini 1964’te ünlü Johnson Mektubu vesilesiyle bir kez daha gördü.

    ABD Başkanı Lyndon Johnson, Başbakan İsmet İnönü’ye gönderdiği mektupta Kıbrıs’a müdahale etmesi halinde herhangi bir şekilde SSCB saldırısına uğrarsa Türkiye’yi korumayacaklarını söylüyordu.

    Bu iki şok o güne kadar dış politikasını “ABD’ye güven, gerisini merak etme sen” anlayışı üzerine kuran Ankara’nın aklını başına getirmişti.

    Rusya’nın Ukrayna’ya düzenlediği saldırılar, hava savunma sistemlerinin önemini de gösterdi.

    Türkiye, son yıllarda çok katmanlı hava savunma konsepti üzerine kurulu ciddi projelere imza attı.

    Bazı projeler ise hâlâ devam ediyor.

    Vatan savunmasında dışarıya bağımlılığı azaltacak söz konusu milli projelerin ne kadar gerekli olduğunu ve kendi hava savunma ağımızı tamamlayana kadar S-400’lere ihtiyaç duyduğumuzu gördük.

    Rusya’nın Ukrayna’ya saldırıları adeta bağıra çağıra geldi.

    Putin bu savaşta Moskova’nın kuklası Çeçenistan ve Belarus rejimlerini de kullanıyor.

    Kiev, ABD ve Avrupa’nın kendisini koruyacağına inanıp beklemek yerine o ülkelerdeki Rus karşıtlarına yatırım yapsaydı Rusya’ya karşı daha geniş alanda güçlü bir direniş gösterebilirdi.

    Vatan savunmasını sınırlardan başlatma dönemi artık geride kaldı.

    Diriliş Postası

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.