Son günlerde deprem sonrası devreye sokulan dezenformasyon faaliyetleri hakkında konuştuğum birçok kişinin şu soruyu sorduğuna şahit oldum:
“Devlet bu adamlara engel olmayacak kadar aciz mi?”
Sosyal medyada kimin hangi paylaşımı yaptığını tespit etmek devlet için zor olmasa gerek.
Kasıtlı dezenformasyon faaliyetlerine dikkat çeken Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun, resmi kanallar yoluyla teyit edilmemiş ve doğruluğundan emin olunmayan sosyal medya içeriklerine itibar edilmemesi çağrısında bulundu.
Asılsız ihbar ve gerçek dışı haberlerle her türlü çalışmaya engel olan ve vatandaşları panikleterek toplumu infiale sürükleyen içeriklerin ilgili güvenlik birimlerince yakından takip edildiğini, gerekli görülen durumlarda yasal işlemlerin ivedilikle başlatılacağını açıkladı.
Emniyet Genel Müdürlüğü (EGM) böyle durumlarda sosyal medya hesaplarında provokatif paylaşımlar yapan kaç kişinin gözaltına alındığına dair bilgilendirmede bulunuyor.
Fakat bu yeterli değil.
Mücadelenin daha etkili ve caydırıcı olması için gözaltına alınan kişilerin açık kimlikleri, yaptıkları paylaşımlar ve aldıkları cezalar, söz konusu kişilerin aralarında örgütsel bir bağ olup olmadığı da kamuoyuna açıklanmalı.
Asılsız ihbarıyla arama-kurtarma ekiplerini meşgul eden ve gözaltına alınan kişiye o ekiplerde görevli olanlar adına dava açılmalı.
Dezenformasyonla mücadele için yasa çıkarılmasına rağmen sosyal medyadaki algı operasyonlarının hız kesmeden devam etmesi, ünlü isimlere dokunulamadığı ve provokatif paylaşımları sebebiyle gözaltına alınanların da birkaç gün sonra salıverildikleri düşüncesi ne yazık ki halkın devlete olan inancını zedeliyor.
Diriliş Postası