ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,3271
EURO
35,0620
ALTIN
2.297,63
BIST
9.008,28
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Açık
20°C
İstanbul
20°C
Açık
Cuma Az Bulutlu
23°C
Cumartesi Az Bulutlu
21°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
23°C

Mustafa Güven

İslami Davet ve İrşat çalışmaları alanında hizmet yapmaktadır. Evli ve dört çocuk babasıdır.

    SÜREYYA YILDIZINDAN DÜŞÜP PARÇALANMA PAHASINADA OLSA, İSLAM TOPLUMUNUN BİRLEŞMESİNİ İSTERİM

    01.11.2020 00:00
    A+
    A-

    Müslümanların muarızlarına karşı mağlup duruma düşmesine sebebiyet veren önemli nedenlerden birisi'de "TEFRİKA"dır. 

    Sözlükte: "ayırma, ayırt etme, parçalama; dağılma, parçalanmışlık" anlamlarındaki
    tefrika, terim olarak belirli bir dini, fikri veya siyasi birliğe sahip insan topluluklarının bölünüp parçalanmasını, fırkalara ayrılmasını ifade eder.(TDV İslâm Ansiklopedisi)

    Tefrika: çok tehlikeli ve  sinsi bir hastalıktır. Bir toplumun arasına girdiğinde o toplumun güçlü olan maddi ve manevi dinamiklerini zayıflatır, iç ve dış düşmanlarına karşı onları zayıf bir hedef haline getirir, özne durumunda iken nesne durumuna düşürür.

    Müslümanların arasında tefrikanın ortaya çıkmasına sebebiyet veren hususların en başında; cahillik, kıskançlık, bencillik, adaletsizlik, merhametsizlik ve kör taassup gelmektedir. 

    İslamın müslümanlardan en fazla uzak durulmasını ve sakınılmasını istediği hususların başında; tefrika ve tefrikaya götüren her türlü yol, söz ve davranış gelmektedir.

    Rabbimiz Allah (cc):
    "Hep birlikte Allah’ın ipine sarılın parçalanmayın…" (Al-i İmran/103) 
    "Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra bölünen ihtilafa düşen kimseler gibi olmayın. Onlara büyük bir azap vardır." buyurmaktadır. (Al-i İmran/105)

    Efendimiz (s.a.v) de:
    "Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer." buyurmaktadır. (Müslim)

    Yeryüzüne Tevhid'i, İslam toplumunun arasına ise Vahdet'i ikame etmek ve bunun devamlılığını sürdürmek her Müslümanın gücü nisbetince yapması farzı ayin olan Allâh'ın bir emiri olduğuna göre, tevhid için olmazsa olmaz şart Şirk'ten uzak durmak ise, Vahdet içinde olmazsa olmaz şart, tefrikadan ve ona götürecek yollardan uzak durmaktır.

    Nedeni ne olursa olsun, müslümanların vahdetini, birlik ve beraberliğini bozan, onları parçalayıp düşmanlarına yem yapan, mağlup duruma düşüren hertürlü söz ve davranış yanlıştır!.

    Söylediğimiz sözler, yaptığımız işler kimlerin işine yarıyor, müslümanların mı yoksa şeytan ve onun dostlarının mı? Bunların cevabını bulmamız ve üzerinde düşünmemiz gereken mühim sorular olmalı değilmi? 

    Peygamberler dışında hatasız ve günahsız kul varmıdır'ki bizler hatasız, günahsız, arkadaşlar, müslümanlar arıyoruz. Örnek nesil Sahabe'i kiram bile her konuda birbirleri gibi düşünmüyorlardı.

    Bizim dışımızda olan; cemaat, dernek, vakıf, cami cemaati ve diğer müslümanları bir takım bize göre yanlış fikir ve görüşlerinden sebeb, horlamamız, dışlamamız aslında onları, hepimizin can düşmanı olan şeytan ve onun dostlarının safına itmemiz anlamına gelmezmi? 
    Bu ise, kendi kalemize gol atmamız demektir. Bu durumda kim kazanmış oluyor?

    İlahi imtihan gereği sınanacağımıza göre,  günahsız, hatasız bir insan düşünülebilir mi?  Böyle bir beklenti içinde olmak, imtihanın ruhuna aykırı, islamın ve müslümanların aleyhine, düşmanlarının ise lehine olacak büyük bir gaflet olmazmı?

    Bize düşen cürmümüzün ve cirmimizin bilincinde olarak kendi dışımızdaki müslümanları hatalarıyla kabul etmeyi başarabilmektir! İşte bizler tam manasıyla bunu başarabildiğimiz vakit, vahdet için yol açılmış demektir!.

    Böyle olunca müslümanların aralarında Allahın izniyle ortaya çıkacak sevgi ve muhabbet üzerinden mevcut hata ve yanlışlarımızı karşılıklı olarak çok daha rahat bir şekilde düzeltebilir, ortak paydalar etrafında sürekliliği olan güçlü buluşma ve birliktelikler kurabiliriz!.

    Unutmamamız gereken diğer konulardan biriside, iyilik ve kötülük namına yapıp ettiklerimizin mutlaka bir gün Ahirette bir karşılığının ve hesabının olmasıdır.

    Yazıma İmam Zeyd (rah) şu tarihi sözüyle son vermek istiyorum: "Süreyya yıldızından düşüp parçalanmam pahasına da olsa İslam toplumunun birleşmesini isterim. (Muhammed Ebu Zehra, el Vahdetul islamiye,Beyrut)

    Selam ve dua ile…

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.