ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
34,1932
EURO
37,5155
ALTIN
2.892,64
BIST
8.964,10
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
27°C
İstanbul
27°C
Az Bulutlu
Cuma Hafif Yağmurlu
22°C
Cumartesi Çok Bulutlu
21°C
Pazar Çok Bulutlu
22°C
Pazartesi Az Bulutlu
20°C

Mustafa Özcan

Mısır ve Suriye’de Arapça ve İslami eğitim alan Mustafa Özcan, Milli Gazete, Yeni Şafak ve Yeni Asya gazetelerinde dış haberler servislerini yönetti.Yerli ve yabancı onlarca dergi ve gazetede yazı ve makaleleri yayınlanmıştır.

    Musa’nın Yolundan Sapmayanlar

    02.08.2023 16:15
    A+
    A-

    Muhammed Haşimi Kişmi’nin kaleme almış olduğu ‘Berekat Zübdetül Makamat, İmamı Rabbani ve Yolundakiler’ kitabının bende farklı çağrışımları olmuştur. Başlığı bana Hazreti Musa ve yolundakileri hatırlatıyor. Hazreti Musa en büyük ulu’l azm peygamberlerden birisidir. Tabir caizse Allah onu özene bezene kendisi için yaratmıştır. Peki! Hala günümüzde Museviler içinde Hazreti Musa’nın yolunu takip edenler, sürdürenler var mıdır? Ya da İslamiyet’ten sonra buna gerek kalmış mıdır? Yahudiler tarih yolculuğunda çeşitli sapaklarda inhiraf etmiş ve yoldan çıkmışlardır. Yozlaşmışlardır. Bununla birlikte Hazreti Musa’nın reddedilmeyen bir duası vardır: Allah’ım! Arkamdan izimi sürdürecek ve benden sonra sapmayacak, şaşmayacak bir topluluk nasip eyle! Bu hem Musevi metinler de hem de İslami metinlerde geçerlidir. Kıyamete kadar baki bir topluluk herkesin arzusudur. Abdulkadir Geylani’den de ardındakilerle ilgili benzeri dilekler menkuldür.

    İsrailiyat araştırmalarında dikkat çeken isimlerden birisi Baki Adam’dır ve Hazreti Musa’dan izini sürdürecek bir toplulukla alakalı bir niyazını aktarır. Hazreti Peygamber de hem Musevi toplulukları içinde hem de Hristiyan topluluklar içinde peygamberlerinin gerçek izini sürdürenler topluluğu ya da bakaya min ehli kitap tasavvurunda bulunur. Bir hadis-i şerifte şöyle buyrulmaktadır: Allah, Hazreti Muhammed’i Resul olarak göndermeden önce, yeryüzüne nazar kıldı. Arab’ına Acemine baktı ve ehl-i kitabın kalıntılarının dışında gazap etmediğini bırakmadı. Bi’setle birlikte Hazreti İbrahim’in yolundakileri temsil eden hünefa da dahil ehli kitabın bakiyesi kalmadı mı? İslamiyetle birlikte söndü mü?

    Kaldı ise bunlar kim ve nerede? Elbette nazari olarak önceki milletlerin veya ahitlerin de son Peygamber olarak Hazreti Muhammed’e (S.A.V.) iman etmeleri gerekir. Zira Hazreti Peygamber önceki mesajların veya vahiylerin hem devamı hem de toplamıdır. Onları tamamlamak üzerine indirilmiş ve gelmiştir. Nübüvvet binasında tamamlanmamış son tuğla idi ve gelmesiyle birlikte bu tuğla veya köşe taşı yerini bulmuştur. Iraklı merhum Taha Cabir Alvani Güney ve Kuzey Amerika’da Müslüman olan Latinlere şöyle seslenmiştir: Eski dininize hoş geldiniz! Süreçte sapmalar olmuş ve İslam düzenleyici (muaddil), yenileyici (müceddit) ve tashih edici (musahhih) olarak gelmiştir. Hepsini hülasa olarak bir arada cem etmiştir. Bu anlamda bütün vahiyleri yani hepsini kapsayıcı yani müheymindir.

    Gerçekten de Hazreti Musa’nın yolundan sapmamış ve günümüze kadar gelmiş zinde ve izinde bir topluluk var mıdır? Elbette Yahudiller içinde de adaletten sapmayan vicdanlar vardır. Onlar dalaletin değil adaletin yanındadırlar. Bunlardan birisi de Yahudi asıllı olup kendisini Filistinlilere adayan, siper eden ve buldozerin altına atlayan Rachel Corrie olup ‘adalet bizden değilse ben bizden değilim‘ demiştir. Bazen Müslümanlık sözde ve isimde kalır. Bazıları da adı Müslüman olmadan İslam’ı, eylemleriyle ortaya koyar. Kaville fiil arasında büyük bir mesafe vardır. Bu anlamda Edward Said de vicdanı hür Yahudilerle temas hattında kalınması gerektiğini söylemiştir.

    Bugün sağımıza solumuza baktığımızda ve Hazreti Musa’nın yolunu devam ettiren bir topluluk aradığımızda en yakın mesafede karşımıza Neturei Karta çıkmaktadır. Ya da Musa kademi üzerine Yahudiler var mı diye sorduğumuzda karşımıza çok organize yapılar çıkmıyor. Daha ziyade karşımıza Rachel Corrie gibi tekil şahıslar veya ferdi feridler çıkmaktadır.

    Burada Hazreti Musa’nın yoluna en yakın yol olarak karşımıza Neturei Karta çıkmaktadır. ‘Allah bize kıyamete kadar devlet kurmayı yasakladı’ demektedirler. Kursalar bile bu ilahi evsafta olmayacak, Allah’tan kopuk vaziyette beşeri planda olacaktır. Tabir caizse İsrail’i Yahudilik nokta-i nazarından aforoz etmektedirler. Kıyamete kadar çoğunluk arasında azınlık durumunda yaşayacaklarını varsaymaktadırlar. İsrail’i Tevrat kalıplarında dini bir devlet değil sömürgeci ve işgalci, laik formatta bir devlet olarak görmektedirler. Dini zeminden İsrail’in kurulmasına zinhar karşı çıkmışlardır. Şimdi Filistin konusunda Arapların ve Müslümanların da taleplerinin ötesinde öngörüleri var. Yahudiler gibi Yahudi ağırlıklı tek devlete karşı çıktıkları oranda İslam devletleri tarafından da onaylanan çift devlet formülüne de karşı çıkmaktadırlar. Yahudilerin azınlıkta yaşayacakları ve Filistinlilere tabi olacakları tek bir devlet formülünden bahsediyorlar.

    Hazreti Musa’nın çağdaş kalıntıları bunlar olmayacaksa başka kimler olabilir? Protestanların iade-i itibarla birlikte Yahudileri abi olarak görmelerine karşı Neturei Karta grubu da fiiliyatta goyimleri yani Müslümanları ve sair toplulukları bir nevi abi pozisyonunda görüyorlar. Musa’nın yolundan sapmayanlar, şaşmayanlar İsrail’i tanımıyorlar. Bu anlamda Yahudi Devleti fikrini ortaya atan Theodor Herzl modern bir Samiri kisvesine bürünmüş sahte Musa’dır. Yahudilerin akidelerini saptırıyor. Neturei Karta devlet formülü yerine cemaat formülünü savunuyor ve sinagog seviyesinde kalınmasını öğütlüyordu.

    Bunların liderlerinden olan ve 2010 yılında vefat eden haham Moshe Hirsch Arafat’ın kabinesinde yer almıştır. 1995 yılında Haham Moshe Hirsch Arafat’ın kabinesinde Yahudi işleri bakanlığını temsil etmiştir (Neturei Karta, Selsebil Said, Evrak es Siyasiyye, s: 53).

    Beni İsrail’in Mısır’dan çıktıktan sonra Tur-u Sina’da buzağıya tapınmaları gibi Theodor Herzl’in yolundan giderek diasporadan atalar yurduna dönme sürecinde de Siyonizme ram olmuş ve aldanmışlardır. Aynı dini akımdan gelmelerine rağmen aynı dini zemini solumalarına rağmen (eski ortakları) Agudat Yisrael gibi cemaatler ve akımlar Neturei Karta’yı yarı yolda bırakmış ve onların hilafına İsrail devletiyle barışmışlardır. Onun kanatları altına girmişlerdir. Özendirmelerine kapılmıştır. İsrail’in Neturei Karta cemaatini anti semitik olarak yaftalamasına karşılık Müslümanlar da yeteri kadar sahip çıkmıyor ve destek vermiyorlar. Müslümanlar kendi davalarına yabancı oldukları oranda İsrail ortada cirit atıyor. Maddi manevi destekten mahrum kaldıkları için de yeteri kadar filizlenemiyor ve göze çarpmıyorlar.

    Bunlar, Hazreti Musa’nın kimsesiz kalmış çağdaş yetimleri olmalıdır.

    Fikriyat

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.