ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,5004
EURO
34,6901
ALTIN
2.496,45
BIST
9.693,46
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Parçalı Bulutlu
19°C
İstanbul
19°C
Parçalı Bulutlu
Pazar Az Bulutlu
20°C
Pazartesi Az Bulutlu
22°C
Salı Az Bulutlu
24°C
Çarşamba Parçalı Bulutlu
22°C

Nejdet Demirel

Uzun metrajlı araştırma yazıları kaleme alan Nejdet Demirel, Orta Doğu başta olmak üzere İslam dünyasının içinde bulunmuş olduğu sorunları anlatan pek çok yazısı; farklı gazete, dergi ve dijital platformlarda yayınlanmıştır.

    ERDOĞAN’IN LİDERLİĞİ

    20.12.2020 00:00
    A+
    A-

    YAZININ SESLİ ANLATIMI

    Recep Tayyip Erdoğan, çok güçlü bir lider olmasına rağmen parti içerisinde yaşanan çekişmeler ve sonrasında, Erdoğan’ın karşısına dikilip muhalefet eden tanınmış simaları görmek Akparti için sıradan bir hal aldı. Yaşananları dış dinamiklere bağlayanlar olabilir. Ben şahsen dış dinamikleri önemsemekle beraber, iç dinamiklerin belirleyici sebepler arasında göstermenin daha tutarlı olacağına inanıyorum. Kamuoyuna maal olmuş bu kişilere baktığımızda göze ilk çarpan isimler, Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan gibi isimlerin olması, ister istemez konunun önemine işaret etmektedir.

    Erdoğan’ın liderliği ile alakalı bir çoğumuzun aklını kemiren bir soruya bugün cevap arıyacağız. Erdoğan, dünya’nın saygı duyduğu bir lider olmanın yanında, sahip olduğu prestij ve tartışmasız güçlü bir lider oluşu, Erdoğan’ın parti içerisinde kendine bayrak açan dava arkadaşlarının çıkmasının önüne geçip neden tedbir alamıyor veya almıyor?
    bu tarz sorular bir çoğumuzun kafasının bir köşesinde mutlaka belirmiştir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı çok uzun yıllardır takip etmeye çalışan bir kardeşiniz olarak yaşananların normal bir düzlemde değerlendirmenin mantıklı bir izahının olmadığını söylemem gerekir. Çünkü dünyanın konuştuğu bir lider, kendi partisi içerisinde karşı çıkışların bir türlü önüne geçemiyor. Recep Tayyip Erdoğan’ın karşısına dikilip onu acımasızca eleştirenlerin sayısı her gün artarak devam etmektedir.

    Başkan Erdoğan gerçekten liderlik sorunumu yaşıyor, yoksa bambaşka bir durumla mı karşı karşıyayız. Bunu anlamak için yakın siyasi hayatımıza damgasını vurmuş 4 parti liderini örnek vererek mini bir kıyaslama yapmak istiyorum.
    . Süleyman Demirel (aktif siyaset hayatı 38 yıl)
    . Necmettin Erbakan (aktif siyaset hayatı 42 yıl)
    . Bülent Ecevit (aktif siyaset hayatı 45 yıl)
    . Alparslan Türkeş (aktif siyaset hayatı 32 yıl)
    Yukarıda isimleri sayılan liderler, Erdoğan’la kıyaslandığında, Erdoğan’ın hitap ettiği kitle, dünyanın farklı coğrafyalarında sahip olduğu özgül ağırlık ve daha pek çok özelliği ile Cumhurbaşkanı Erdoğan net bir şekilde ön plana çıkmaktadır. Bu özelliklerin bir çoğuna sahip olmayan ismi geçen bu liderler, ufak tefek cılız baş kaldırışları saymazsak parti içerisinde neredeyse hiç bir muhalefet ile karşılaşmadan ölünceye kadar partilerini rakipsiz yönettiler. Şimdi şu soruyu tekrar soralım, Erdoğan bu kadar güçlü liderlik potansiyeline sahip olmasına rağmen parti içi siyaseti dizayn etme konusunda aynı başarıyı neden elde edemiyor?

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’a karşı çıkışın iç, dış, bir çok sebep öne sürülebilir. Akparti içerisinde önemli görevlerde bulunmuş bu kişiler tarafından, Erdoğan’a karşı yürütülen siyasi muhalefet anlayışı bizce, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, sert haşin görüntüsünün aksine aşırı merhamet ve af edici oluşuna bağlamanın daha gerçekçi olacağı kanaatindeyim. Erdoğan’a muhalefet bayrağı açan dava arkadaşları şunu çok iyi biliyorlar; Erdoğan kin tutmaz, intikam almaz, eski günlerin kadrini kıymetini bilir, vefalıdır ve her ne sebep olursa olsun Erdoğan’dan kendilerine bir zarar gelmiyeceğine inanıyorlar. Bunda haksızda sayılmazlar çünkü, Erdoğan’a karşı girişilen ihanet ve iftiranın dahil olduğu her türlü kötülük, Erdoğan’ın hiç birine karşı intikam duygusu ile yaklaştığına şahit olmadık. Ve Erdoğan’a karşı yürütülen acımasız muhalefet anlayışı maalesef her yapanın yanına kâr kaldı ve kalmaya devam ediyor. Eski maliye bakanı ve başkan yardımcısı Sivas milletvekili Abdullatif Şener’i hatırlayın, Erdoğan’a etmediği küfür kalmadı bu zat, sabah akşam Erdoğan’a iftira atmayı meslek haline getirmişti.. Devletin tüm kurumlarını kontrolü altında bulunduran Erdoğan, bu ihanete kulak kapatıp duymamazlıktan gelmeyi tercih etmiştir.

    Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu zaafı bir nevi sonradan kendisine rakip olanlara cesaret vermektedir. Yoksa eşlerinin karşısında konuşmaktan korkan Babacan ve Davutoğlu bu cesareti nerden bulacak.. Yukarıda ismi sayılan Türk siyasi hayatında önemli görevlerde bulunmuş liderlerin hayatlarına baktığımızda buna Turgut Özal’da dahildir. Kendini yok etmeye çalışan arkadaşlarına bu kadar musamaha gösterilmemiştir. Bu liderlere rakip olan kişiler şunun çok iyi farkındaydılar, bu siyasi muhalefetin bir bedeli olacaktır. Eğer atılan iftira mesnetsiz söylemler içeriyorsa ve bu atılan iftiralar; hedef haline getirilen siyasi liderin aile efradını kapsıyorsa haliyle karşı tarafa ödettirilecek bedel o nispette büyük olabiliyordu. Ama Recep Tayyip Erdoğan sert görüntüsünün aksine böyle davranmıyordu. Erdoğan’ın bu zaafı doğal olarak günün birinde en güvendiği arkadaşlarını karşısına acımasız bir şekilde çıkartabiliyordu…

    Tarihe dönüp baktığımızda Sultan Abdülhamid hanın paylaştığı kader Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yaşadıkları ile bu kadar örtüşmesi akla şunu getirmektedir. Tarih yine tekerrür mü ediyor? Siyaset biliminin ana damarı sayılan, “acırsan acınırsın” llkesi tarih süreci içerisinde bir çok liderin siyasi geleceğinin son bulmasına yol açmıştır. Kimi liderler, kendisi için devreye konan ihanetlere tepkisiz kalmasının bedelini hayatıyla ödemiştir. Buna en iyi örnek 2012 Mısır seçimlerini kazanıp Cumhurbaşkanı seçilen Muhammed Mursi’nin yaşadıklarıdır. Konuya dönecek olursak Erdoğan güçlü liderliğini merhameti kadar kuracağı güçlü otorite ile taçlandırabilir. Aksi yönde bir siyasi projeksiyon ile hareket etmek, Cumhurbaşkanı Erdoğana karşı oluşturulan muhalefet bloğunu büyüterek Akparti’yi tehtid edecek bir seviyeye ulaşması hiçte uzak bir ihtimal değil.

    Allahım kendi ikballeri için, ümmetin tüm değerlerini bozuk para gibi harcayanlara fırsat verme..

    Selam ve Duayla
    Nejdet Demirel

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.