Lavrov diplomat değil adeta bir kasap. Ya da kerpetenle diş çeken bir berberi andırıyor. Rus devletinin vitrini olsa da kaba saba bir görüntü arz ediyor. Basın toplantılarında da bıçkın bir şekilde konuşuyor. Onu azarlıyor buna ayar veriyor. Gazetecilerle veya soru soranlarla çekişiyor. Peşkov ve Zaharova gibiler de pek ondan geri kalmıyorlar, ondan farklı değiller. Dolayısıyla bu simalar Rusya’nın soğuk yüzünü temsil ediyorlar. Onların gölgesinde Rusya’nın sıcak yüzü bir türlü ortaya çıkmıyor. Sovyet döneminin kalıntıları gibi duruyorlar. Sahada Rusya’nın icraatları da tüy dikiyor. Antalya’daki basın toplantısı bir kez daha bunu gösterdi. Ukrayna Dışişleri Bakanı Kuleba özet konuştu ve ideolojik argümanlar serdetmekten uzak durdu. Gayet netti. Lavrov ise aksine yalanlarla ve buyurgan tavrıyla tezlerine destek vermek istedi. Irak işgali sırasında Bush’un ve Dışişleri Bakanı Colin Powell’in argümanlarını tekrarladı. Basın toplantısında hem Ukrayna’nın tarafsız olmasını istediklerini söyledi hem de ya bizimle ya da Batı ile birliktesiniz dedi. Buna göre hem Rus tarafını seçeceksiniz hem de tarafsız kalacaksınız! Oysa geride tarafsız bir bölge kalmıyor. Bush da aynısını söylemişti. ‘Ya bizimlesiniz ya da karşımızdasınız’ demişti. Burada ise ‘ya da karşımızdasınız’ ibaresi yerine ‘Batı ile birliktesiniz’ cümlesi ikame edilmiştir. Colin Powell’i andıran ifadeleri de vardı. Basın toplantısında Lavrov Colin Powell’i de geçerek şunları söylemiştir: Pentagon Ukrayna’da onlarca biyokimyasal laboratuvar kurdu. Başka ülkelerde de kurmak istiyor. Bu konuda ilgili taraflardan izahat istedik.
Bu sözleri Colin Powell’ın Irak’la ilgili temelsiz ve gerçeklerden uzak iddialarını hatırlattı. Bunu gerekçe gösteren Bush yönetimi Irak’a savaş açmıştı. Ötesinde Putin yönetimi Suriye rejiminin kimyasal ve biyolojik silahlarına sahip çıktı ve bu yöndeki suçlarını örtbas etti. Suriye rejiminin kullandığı kimyasal silahlar nedeniyle yargı önüne çıkmasını ve hesap vermesini engelledi. Aksine bunlarla ilgili olarak Şam rejiminin Zaharova’sı olan Büseyna Şaban kimi zaman muhalifleri suçladı bazen de Rusya ile Esat yandaşları Nusre Cephesini suçladılar ve Türkiye’yi de bağlantılı göstermeye yeltendiler.
Çam yarmasını andıran Lavrov askeri varlığı olmayan yani savunmasız bir Ukrayna devleti arzuladıklarını söyledi. Bu da İsrail’in Filistin devletiyle ilgili kriterlerini karşılıyor. Bu şartın karşılanması durumunda Donbas ve benzeri bölgelerden çekilecekler mi? Buna dair de bir ipucu veya taahhüt söz konusu değil. Neo-Nazi olmayan, Rusya’yı tehdit etmeyen bir Ukrayna devleti istediklerini söyledi. Bu da İsrail tezlerini hatırlatıyor. İsrail de kendilerini tehdit etmeyen ve silahlardan arındırılmış bir Filistin devleti istiyordu. Netanyahu, El-Hac Emin el Hüseyni’nin rolünü öne çıkartarak Hitleri bile aklamaya hazırdı. Şimdi İsrail kodamanları ne şekilde olursa olsun Filistin devleti istemiyorlar. Lisan-ı halleriyle ve statüko diliyle gelişmelerin artık iki devletli modelini veya çözümünü aştığını ve geride bıraktığını söylüyorlar. Ukrayna’nın Neo-Nazi devleti olması iddiasına gelince, bu da aksiyle sabittir ya da aksi orantılı bir gerçektir. Prof. Toğrul İsmayil Ukrayna’daki idare tarzının Rusya’nın hilafına daha demokrat ve daha yumuşak olduğunu ifade etmektedir. Rusya’nın idaresi hem ekonomik anlamda hem de insani ve demokratik anlamda Ukrayna’nın gerisindedir. Kiev Rus azınlığı ayrılıkçılar olarak yaftalaması karşısında aslında dolaylı olarak Rus yetkililer de Ukrayna için aynı ifadeyi kullanmış oluyorlar. SS gibi Neo- Nazi amblemleri kullandıklarını söylüyorlar. Ukrayna’daki savaşın boyutlarından birisi de savaşın gerisinde bir kimlik mücadelesi yatması ve bunun da semboller üzerinden yürütülmesidir.
Söz gelimi Rusya Ukrayna’ya girerken Kril alfabesinden değil de Latin alfabesinden iktibas edilmiş bir harf kullandı ve kullanmaya da devam ediyor. Bu zafer işareti kamusal alanda giderek daha fazla yayılıyor, görülüyor. Bu da ‘Z’ işaretidir. Zafer anlamına geldiği söylenmektedir. Churchill ile birlikte anılan V (Zafer) işaretinin yerine geçirilmek istenmektedir. Churchill nasıl ki V işaretiyle Nazileri geri püskürtmüş ise Putin ve askerleri de Z işaretiyle Ukrayna’yı dize getirmek istemektedirler. Burada semboller üzerinden tarihi bir analoji yapılıyor. Lavrov Ukrayna’yı işgal etmediklerini de söyledi ya da bu tanımı kabul etmedi. Kabul etmezler zira Ukrayna’yı kendi toprakları sayıyorlar. Bir anlamda Putin’in bu savaşı irredentist veya Reconquista tarzı, modeli bir savaştır. Kısaca eski toprakları geri alma amacı güder. İrredantizm ya da kurtarıcılık, İtalyanca kökenli bir sözcük olup dil, din, soy ve kültür birlikteliği olduğu hâlde herhangi bir devletin sınırları dışında yer alan halk ile söz konusu devletin birleşmesi fikridir.
Ruslar 200 yıldır Ukrayna halkını asimile etmeye ve Ruslaştırmaya çalışmaktadır. Bunun final aşaması Ukrayna’nın bağımsızlığına son vermek ve Rusya’ya katmaktır. İlhak planı 2014 yılından beri işlemekte, aşamalı olarak uygulanmaktadır. Önce Kırım’ı ilhak ettiler sonra Donbas’ı kopardılar ve 24 Şubat 2022 itibarıyla toptan işgale giriştiler. Kısaca Rusya Ukrayna’nın kayıtsız şartsız teslim olmasını istiyor. NATO ise seyrediyor. Bernard Henri Levi de amacı neyse burada hatları karıştırmaya çalışıyor. Her ikisi de Yahudi olan Levi ile Jironovski, ayrı hatlardan olsa da zihinleri bulandırıyor ve hatları çeliyor ve karıştırıyor. Galiba görevleri bu. Gittikleri yerde tozu dumanı birbirine katıyorlar.
Durum Zelenski’nin özetlediği gibidir: Savaşta suçlu Rusya, sorumlu Batı’dır.
Fikriyat Dergisi