ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,2820
EURO
34,5734
ALTIN
2.413,10
BIST
10.045,74
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
19°C
İstanbul
19°C
Az Bulutlu
Cuma Az Bulutlu
17°C
Cumartesi Az Bulutlu
19°C
Pazar Açık
20°C
Pazartesi Az Bulutlu
22°C

Nejdet Demirel

Uzun metrajlı araştırma yazıları kaleme alan Nejdet Demirel, Orta Doğu başta olmak üzere İslam dünyasının içinde bulunmuş olduğu sorunları anlatan pek çok yazısı; farklı gazete, dergi ve dijital platformlarda yayınlanmıştır.

    AK PARTİ NEDEN KAYBETTİ?

    15.04.2024 18:47
    A+
    A-

    YAZININ SESLİ ANLATIMI

    31 Mart 2024 mahalli seçimleri, bu denli büyük farkla kaybedilmesinin birinci derecede sorumlusu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan olduğu, eğip bükmeden söylemek gerektiğine inanıyorum. Aşağıda buna dair öngörümü siz değerli okuyucularımla paylaşacağım.

    Yenilgi ve zaferlerin ardından birşeyler yazmak kolay gibi gözükse de, Duygusallıktan uzak, gerçekleri yazıp çizmek ve yanlış anlaşılmalara neden olmadan bunu başarmak gerçekten çok zor bir iş.. Erdoğan liderliğindeki Akparti iktidarını, İslam dünyasına sunacağı katkılardan dolayı, doğru gördüğüm icraatlarını her platformda anlatmaya çalıştım. Parti’ye zarar vermemek adına, yanlış bulduğum bazı siyasi mülahazaları ise, yapıcı eleştiri yolunu benimseyerek sorunları dile getirmeye gayret sarf ettim. En son yapılan mahalli seçimlerde alınan sonuçlar: Parti’nin izlemiş olduğu siyasi anlayışın şiddetle sorgulanması gerektiğini ortaya koymuştur. Hiç bir mazeretin arkasına sığınmadan gerçeklerin söylenmesi ve ona göre pozisyon alınması ötelenecek bir durum değildir. Medyada Akparti’nin seçimde aldığı başarısız sonuçların tartışılma yöntemi şahsen beni çok rahatsız ettiğini söylemem gerekiyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan dışında, herkesin eleştirildiği ama ne hikmetse Erdoğan’a, hiç bir eleştirinin getirilmediği gerçeklerden kopuk tartışma ve değerlendirmelerin gırla ortalıkta uçuştuğunu görüyoruz. Rasyonel olmak gerekirse, zafer ve yenilgi söz konusu olduğu zaman, takdir edilecek ve hesap sorulacak ilk kişinin, lider olduğunu söylemeye gerek yok.

    Son dönemde şu söylenenleri çok duyar olduk:
    CHP’nin başarısının çok abartıldığı, gerçekte böyle bir seçim zaferinin olmadığıdır. Ve Cumhuriyet Halk partisi’nin, hanesine yazılan oy dağılımı aslına bakılırsa, sandığa gitmeyen seçmen ve geçersiz atılan oylardan kaynaklanan bir durumdur diye..
    13 milyon sandığa gitmeyen seçmen, boş atılan 2 milyon oy ve Yeniden Refah partisine giden 3 milyon civarında tepki oyları ise örnek olarak veriliyor. Ak Parti’nin kaybetmesinin sebebi; kendisine oy veren seçmeni ikna edip konsolide edemediği için bu sonuçlar ortaya çıkmıştır deniyor. Ortaya konan bu mazeretlerin, biran doğru olduğunu varsayalım. Sandığa gitmeyen, boş oy atan ve Ak Parti’ye olan kızgınlıktan dolayı başka partilere oy atan; milyonlarca insanın tepkisini görmemezlikten gelemeyiz. Seçim sonuçlarını bu bakış açısı ile değerlendirmek büyük bir hata olacaktır. Her ne sebep olursa olsun, ortada büyük bir hezimet ve başarısız bir seçim sonucu vardır. Bu öyle ucuz polemiklerle kapatılacak bir konu değildir.

    Akparti ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı, seven, önemseyen, bir kardeşiniz olarak seçim sonuçlarına dair yapılması gerekenler ve ortaya çıkan bu hezimetin asıl nedenleri üzerinde, özet mahiyetinde bazı saptamalar yapmak istiyorum.
    Alınan başarısız seçim sonuçları ilk önemli işaretini Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendini gösterdi. Yıllardır büyük bir özveri ile ülkeye hizmet etmiş Erdoğan’ın imzasını attığı küresel ölçekte yapılan mega projeler, dünya kamuoyunda halen gündem olmaya devam etmektedir. Hakkını teslim edelim, Erdoğan, konjektör ve maslahat bahanelerinin arkasına saklanmadan mazlumlara sahip çıktı ve halen bu onurlu duruşunu devam ettirmeye çalışmaktadır. Erdoğan, bir önceki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde; yalan ve iftirayı meslek edinmiş CHP’nin, çapsız lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na karşı, seçimi zor bela ikinci turda kazanabildi.. Şahsen benim açımdan bu sonuç; yapılacak mahalli seçimlerde bir hezimetin habercisi olmuştu diyebilirim..

    Yenilginin nedenleri arasında ekonomik sebepler ağırlıklı çok şeyler söylendi bunlara kısmen de olsa katılıyorum, örneğin;
    Faiz oranları konusunda tutarsız bir siyaset yürütülmesi, Emekli aylıkların yetersiz oluşu, pandemi ve depremin tetiklediği ekonomik sıkıntılar vs.. Bu listeyi uzatabiliriz şahsen seçimin kaybedilmesinin asıl motivasyonun bunlar olduğuna inanmak kendimizi avutmaktan öteye geçmeyecektir. Nedenine gelince: Seçim sonuçlarına dair yukarıda sayılan sebepler sonuca mutlaka bir etkisi olmuştur bu doğrudur. İtirazım şudur; tartıştığımız, ortaya çıkan büyük hezimetin asıl belirleyicisi bu sebepler olmadığını düşünüyorum.

    Bazı örnekler vererek devam edelim;

    . Memurlara verilen yüksek zam oranları
    . Deprem bölgesinde devlet tüm imkanları ile halkın yanında olması
    .Tüm zorluklarına rağmen “Eyete’nin” hayata geçirilmesi
    . Sağlık sektöründe yapılanlar
    . Üniversite öğrencilerine sağlanan burs ve barınma destekleri
    . Fakir, hasta, yaşlı, dul ve ihtiyaç sahibi her kesimden insanlara büyük yardımların yapılmış olması
    . Doğalgaz ve petrolün bulunmuş olması
    . İha ve sihalar’ın içinde olduğu savunma sanayinde yapılan yatırımlar
    Köprüler, Duble yollar, Tüp geçitler, Hızlı trenler ve Metro ağları ile donatılan birçok şehrimizde yapılan başarılı hizmetleri yazmaya gerek bile duymuyorum. Erdoğan önderliğinde, akparti iktidarında yapılan hizmetlerin tümünü buraya yazmaya kalksak ciltler dolusu kitap yazmamız gerekir.

    Şimdi can alıcı bazı soruları sormanın tam zamanı:
    . Bu kadar yapılan hizmete rağmen CHP bu başarıyı nasıl elde edebildi?

    . Yalancılığı tescillenmiş ve hastahaneye yol yapmayan, yapılmış olan Metro duraklarını beton dökerek kapatan, zam üstüne zam yapan, birinci derece deprem bölgesi olan İstanbul için hiç bir önlem almayan, gazetecilerin de içinde olduğu birçok kişiyi rüşvete bağlayan ve İBB’yi batıracak noktaya getiren CHP’nin adayı Ekrem İmamoğlu, Ak Parti’ye bu kadar farkı nasıl atabildi?

    . Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın başkanlık ettiği Akparti, CHP gibi hiç bir başarısı olmayan, içi fitne kazanı gibi kaynayan, bir Parti’ye karşı, Türkiye’nin birçok il ve ilçelerinde büyük bir hezimete nasıl uğradı?

    Seçim sonuçlarına dair yukarıda anlatmaya çalıştığımız saptamaları daha açık bir dille söyleyelim: Cumhurbaşkanı Erdoğan, öyle veya böyle memurundan, işçisine kadar, her kesimden vatandaşa dokunmaya çalışmış eşi az bulunur lider olduğunu kanıtlamış birisidir. Yaşanan seçim hezimetini yalnızca ekonomik gerekçelerle izah etmeye çalışmak, realiteden uzak bir değerlendirme olacaktır, öncelikle bu bilinmelidir.

    Yazının ilk giriş kısmında, seçimin kaybedilmesinin asıl motivasyon kaynağının: Uzun süredir iktidarda olan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın şahsıyla alakalı olduğunu vurgulamıştık. Nedenleri üzerine kısaca değinmek istiyorum.

    ABD ve Avrupa’dan ciddi destek gören muhalefet kanadı, bir mühendislik projesi kapsamında toplumun yarıdan fazlasını Erdoğan’a düşman olmasını sağladılar. Bunun yanında, 20 yıldan fazladır iktidarda olan Recep Tayyip Erdoğan ve Akparti iktidarı, metal yorgunluk yaşıyor. Hangi kanalı açsan Erdoğan konuşuyor, sayısını bilemediğimiz program ve açılışlar yapılıyor hepsinde Erdoğan’ı görmek mümkün.. Buda yetmezmiş gibi! Erdoğan’ın etrafını sarmış halktan kopuk dalkavuk tiplerin Erdoğan’ın etrafında gözüküyor olmaları, özellikle gençlerden oluşan toplumun büyük bir kısmında Erdoğan’a karşı tepki ve bıkkınlığa yol açtı. Cumhurbaşkanı yoğun programı gereği çok konuşmak zorunda bırakılıyor. Bu durum Erdoğan’ın sözlerini sıradanlaştırıp itibarsızlaştırıyor. Üzülerek belirtmem gerekiyor, Erdoğan’a duyulan güven hızla erimektedir. Cumhurbaşkanı siyaset yapma konusunda ısrarcı davranıp 2028 seçimlerinde tekrar aday olmak isterse, toplum nezdinde hafızalarda kazınılan müspet Erdoğan imajına büyük ölçüde zarar verecektir. Bu tercih topluma ulaştırılan onca hizmete rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı, koltuğuna yapışmış kendi çıkarını düşünen bir lider olarak anılmasına yol açacaktır. Dolayısıyla kaybedilen 31 Mart 2024 seçimleri ekonomik gerekçeleri yanında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok uzun bir süredir iktidarda olmasının yol açtığı metal yorgunluk, toplumun önemli bir kesiminde tepki olarak sandığa yansıdığı şekliyle okumak gerektiğini düşünüyorum.

    Sonuç olarak;
    2028 başkanlık seçimi tekrar kazanılmak isteniyorsa: Halkın talep ve şikayetleri doğrultusunda paradigma değişikliğine gidilerek, Erdoğan sonrası için zaman kaybetmeden piar çalışmalarına hız verilmelidir.

    Not: Kulislere yansıyan haberlere göre Cumhurbaşkanı Erdoğan, önümüzdeki seçimlerde aday olmazsa! Yerine ismi geçen iki aday ön plana çıkmaktadır.
    . Dışişleri Bakanı : Hakan Fidan.
    . Mit müsteşarı : İbrahim Kalın.

    Rabb’im hakkımızda hayırlısını nasip etsin.

    Selam ve Duayla

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.