ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,5262
EURO
34,7427
ALTIN
2.488,30
BIST
9.524,59
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
16°C
İstanbul
16°C
Az Bulutlu
Cuma Hafif Yağmurlu
15°C
Cumartesi Parçalı Bulutlu
20°C
Pazar Az Bulutlu
21°C
Pazartesi Az Bulutlu
20°C

Nejdet Demirel

Uzun metrajlı araştırma yazıları kaleme alan Nejdet Demirel, Orta Doğu başta olmak üzere İslam dünyasının içinde bulunmuş olduğu sorunları anlatan pek çok yazısı; farklı gazete, dergi ve dijital platformlarda yayınlanmıştır.

    DOĞU TÜRKİSTAN ve YOK OLAN BİR HALK

    02.05.2021 05:49
    A+
    A-

    YAZININ SESLİ ANLATIMI

    ABD ve Avrupa devletlerinin son dönem “Doğu Türkistan’da” yaşanan insanlık dışı muameleye sahip çıkıp gündem yapması, yaşanan zulmün uluslararası boyutta daha çok tartışılmasına kapı aralamıştır. Bu ülkelerin Çin Halk Cumhuriyeti ile olan hesaplaşmasını Doğu Türkistan kartını öne sürerek yaptıklarını biliyoruz. Ama şununda farkında olmamız gerekir.. ABD ve Avrupa’nın içinde olmadığı bir çözüm önerisi Çin tarafından kabul görmüyecektir. Batılı ülkeler Doğu Türkistan bölgesinde zulme uğrayan müslümanların yanında yer alarak Çine karşı siyasi bir pozisyon almaları iyi değerlendirilmelidir. ABD ve Avrupa’nın niyetini sorgulayacak eşiği çoktan geçtik. Bölge halkına yapılan destek nerden gelirse gelsin hiç bir önemi yok artık..Çin’in devlet eliyle işlediği her türlü zulme karşı çıkılmaz ve sessiz kalınırsa korkarım ki, bu gidişle topyekün bir millet yok olmakla yüzleşmek zorunda kalacaktır!

    Doğu Türkistan bölgesinde yaşayan yaklaşık 40 milyona yakın Müslüman, Çin kominist yönetimi tarafından sistamatik olarak yok olmanın eşiğine getirilmiştir. Bu bölgede yaşanan insan hak ihlalleri, sıcak savaşların yaşandığı bir çok bölgeyi geride bırakacak boyutlara ulaşmıştır. Kominist Çin yönetimi, Mutfakta kullanılan bıçak için yakın karakoldan izin almayı ve mutfakta kullanılacak bir bıçağa seri numarası alınma zurunluğu getirecek kadar despotlaşmıştır. Doğu Türkistan’da yaşayan müslümanlar ; ortadan kaybolmak, öldürülmek, malına el konulmak, çocuklarının zorla elinden alınması ve hapse atılmak gibi insanı dehşete düşüren vakaların yaşanır olması! Bölgede yaşayan müslümanlar açısından bu durum rutin bir hale gelmiştir. Çin yönetimi, 3 milyona yakın insanı eğitip topluma kazandıracağım diyerek çok kötü koşullarda olan kamplarda zorla tutmaktadır. Çin tarafından en son hayata geçirilen bir diğer uygulama ise, Müslüman ailelerin yanına yerleştirdiği Çin vatandaşlarından özenle seçilen devlet memurları olmuştur. Bu devlet görevlileri 24 saat evinde kaldığı Müslüman Aileyi gözetleyerek rapor etmektedir. Anlıyacağınız Çinliler namus ahlak değerlerini hiçe sayarak hareket etmekten çekinmemişlerdir. İnsan hayatının ikamesi için gerekli olduğuna inanılan 5 temel esas olan ; Can, Mal, Din, Nesil ve Akıl Emniyeti, Doğu Türkistan coğrafyasında ayaklar altına alınarak yok sayılmıştır. Uluslararası bağımsız kuruluşların istihbarat raporlarına dayandırılan bilgi, belge, görsel ve videolardan oluşan meteryaller bir halkın adım adım nasıl yok olmanın eşiğine getirildiğini gözler önüne sermiştir.

    Çin kominist devleti, Doğu Türkistan bölgesini tamamen müslümanlardan temizlemek istenmesinin jeo stratejik ve jeo politik olmak üzere birbirini besleyen birçok denklemin varlığından söz edilebilir. Çin topraklarının 6/1’ni oluşturan Doğu Türkistan bölgesinde yaşayan müslümanların en büyük şanssızlığı hiç kuşkusuz yaşadıkları bölgenin ekonomik ve stratejik açıdan Çin devleti için kırmızı çizgi olarak kabul edilmesidir. Çin’in yeraltı ve yer üstü kaynaklarının %30 bu bölgeden karşılanmaktadır. Devasal ekonomik getirisinin yanında Çin’in Avrasya’ya çıkış yolu olarakta tanımlanan üzerinde çalıştığı, “Bir Kuşak Bir Yol” projesi Doğu Türkistan toprakları bu projenin başlangıç noktasını oluşturmaktadır. Enerji ve doğalgaz hatlarının büyük çoğunluğuda bu bölgeden geçmektedir. Doğu Türkistan bölgesi, Çin’in en çok ülkelerle komşu olan bölgesi konumundadır.. Komşu olduğu 8 ülke şunlar; Türkistan, Moğolistan, Kazakistan, Kırkızistan, Rusya, Tacikistan, Pakistan ve Hindistan’ın dahil olduğu sekiz ülkeyle sınır komşusudur. Çin ekonomisinin %60 bu bölgeden temin edilen doğal kaynaklardan sağlanmaktadır. Çin topraklarında takriben çıkartılan 148 maden’in 118’i Doğu Türkistan topraklarından çıkarıldığı bilinmektedir. Bu durum, Çin’in maden ocaklarının %85’nin bu bölge sınırları içinde olduğunu göstermektedir.

    Tekrar Batılı ülkelerin verdiği desteğe dönecek olursak. ABD ve çoğu Avrupa ülkeleri Doğu Türkistan’da yaşanan zulme karşı çıkmaları olumlu bir gelişme olarak görülmesi gerekir. Çin kominist devleti tarafından Uygurlu Türklere uygulanan sistamatik yoketme politikası iki milyar Müslümanın varlığına rağmen devam etmektedir. Batılı ülkelerin Doğu Türkistan sorununa eğilip destek çıkmaları, her ne sebeple olursa olsun uluslararası basında çok ses getirmiştir. Batılı ülkelerin niyetlerini sorgulamadan şunun altını çizmek gerekir. Verilen bu destek yok olmaya mahkum edilmiş bir milletin kurtuluşu için bir çıkış kapısı olabilir. Uygurlu müslümanlar lehine oluşan uluslararası olumlu bu hava, bir denge politikası olarak Çine karşı kullanılmalıdır. Şu bir gerçek! ABD ve Avrupa ülkeleri Doğu Türkistan’da yaşanan zulme destek vermedikleri taktirde bu sorun kısa ve uzun vadede çözülecek gibi durmuyor. Uluslararası ölçekte oyun kurucu bir devlet olan Çin Kominist yönetimi, İslam ülkeleri başta olmak üzere kimi devletlere siyasi kimine de ekonomik ayrıcalıklar tanınarak bu ülkeler kilitlenmiş durumda. Ve bunun doğal sonucu olarak Çine karşı etkili bir siyasi duruş ortaya koyamıyorlar. Sivil toplum örgütleri bu çerçevede önemli görevler üstlenebilir. Çine baskı yapılarak güçlü bir blok oluşturulmalı ve İslam ülkelerinin halkları öncülüğünde etkili bir muhalefet anlayışı benimsenmelidir. Çin zulmünü dünyaya duyurmak için gerekirse batı medyası ile kollektif bir piyar çalışmasıda yapılabilir.

    Yukarıda temas etmeye çalıştık, Doğu Türkistan’ın stratejik konumundan dolayı, bölge halkının maruz kaldığı insanlık dışı muamele kısa vadede çözülecek gibi gözükmüyor. Çin, Doğu Türkistan coğrafyasını kontrol altında tutabilmek için ortaya koyduğu siyasi anlayış şimdilerde ortaya çıkmış bir durum değil. Uygur Türklerine uygulanan zulüm, işkence ve asimilasyon politikası geçmişten günümüze artarak devam edegelen siyasi bir düşüncenin sonucudur. Nitekim Meşhur Çinli Komutan “Zuo Zongtang” şöyle diyordu: Doğu Türkistan işgali olmadan Çin asla büyüyemez. Çin devlet aklı bölgede yaşayan müslümanlara karşı “Zongtang’ın” ifade ettiği söylem etrafında ağır insan ihlallerinin yapıldığı bir siyasi anlayışı her devirde güncelleyerek devlet politikası haline getirmiştir.

    Türkiye’nin dahil olduğu İslam ülkeleri, Çin’in askeri ekonomik ve büyük insan kaynakları karşısında etkili siyasi bir duruş sergileyemedikkeri bir gerçek. Karamsar olacak bir durum yok, Allah’ın izniyle müslümanlar iyi organize olabilirlerse yaşadıkları ülke yöneticileri istekli olmasalar dahi, halk tarafından oluşturulan bu direnç karşısında pek fazla şansları olmayacaktır. İslam dünyası Doğu Türkistan’lı kardeşlerine sahip çıkarak yaşanan zulmü durdurabilecek potansiyele sahiptir. Verilecek her güçlü destek, İslam ülkelerinin başına çöreklenmiş devlet başkanlarını Çin Kominist yönetimine karşı bazı adımlar atmaya zorlayacağından kimsenin şüphesi olmasın.

    “Eğer Allah, yaptıkları yüzünden insanları (hemen) cezalandırsaydı, yeryüzünde hiçbir canlı yaratık bırakmazdı. Fakat Allah, onları belirtilmiş bir süreye kadar erteliyor. Vakitleri gelince (gerekeni yapar). Kuşkusuz Allah, kullarını görrmektedir.
    (Fâtır Suresi / 45)

    Selam ve Duayla

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.