İkram ettiği nimetlerine karşı şükrünü eda etmekte âciz kaldığım rabbime sonsuz hamdu senalar olsun. Dört aylık bir aradan sonra yüce Allâh’ın inayeti ile siz kıymetli okuyucularımla bu yazımızla birlikte tekrardan birbirimize kavuşmuş olduk elhamdülillah.
Yazılarıma ara vermeme sebep olan bu dört aylık süre zarfında yaptığım yolculuklar ve içerikleri ile ilgili kısaca bazı şeyleri sizlerle paylaşmak istiyorum.
Yolculuğumuzun ilk durağı ülkemizin yanı başında on bir yıldır süren bir savaşın mağduru olan mazlum Suriye halkına, Türkiye’den gönderilen yardımların İdlip kırsalındaki çocuk ve kadınlar başta olmak üzere ihtiyaç sahibi muhtaçlara ulaştırılıp dağıtılmasına eşlik edip, yardımcı olmak oldu. Allâhu Teâlâ bütün hayır sahiplerinden kabul buyursun. Devamını nasip etsin. Çünkü insanların bu yardımlara ihtiyaçları hala devam etmektedir.
Unutmayalım ki Allah rızası için yaptığımız hayır ve verdiğimiz sadakalarımızın bize iki şekilde dönüşü olacaktır.
Birincisi ahirette bizim adımıza kurulacak olan hassas mizan tartısının sevap kefesine gelip konmasına. Diğeri ise malımızdan veya paramızdan Allah için tasadduk edip verdiklerimiz dışında bizde kalan malımızın ve paramızın bereketlenmesine vesile olması. Yine başımıza gelebilecek her türlü bela ve musibetlerin birçoğunun gelip bizi bulmasını engellemesi, yani bizim veya sevdiklerimizin can ve mal emniyetini sağlamasıdır.
İkinci durağımız doğduğum, çocukluğum ve gençliğimin de bir kısmını yaşadığım Baba ocağı olan memleketimi ziyaret etmek oldu. Hayatta olan aile, akraba ziyaretlerimizin yanında ahirete göçmüş olanlarımızın da kabir ziyaretlerini yaptık. Ayrıca çocukluk ve gençliğimizde, zihin dünyamıza güzel izler, tatlı anılar bırakmış olan komşu, dost ve hocalarımızı da aramak, sormak ve ziyaret etmek de nasip oldu elhamdülillah.
İslam’ın akrabalık, komşuluk bağlarını muhafaza etme, koruma, yapılan iyiliklere karşı vefalı olma konularındaki hassasiyeti bütün Müslümanlarca malumdur. Sanırım bunun ne kadar önemli olduğunu geçirdiğimiz şu salgın hastalık döneminde bir kez daha hep beraber yaşayarak görmüş ve hatırlamış olduk.
Yolculuğumuzun üçüncü durağı ise Musa, Harun ve Yusuf peygamberlerin muazzam bir şekilde verdikleri mücadelenin yaşandığı ülke Mısır oldu. Devamı sonraki yazıya inş.