İmtihan olmak için geldiğimiz bu dünyada, bizlere verilen sayılı nefesleri tükettikten sonra, asli itibariyle kendisinden yaratıldığımız toprağa yeniden döneceğiz.
Dünyanın tüm haz ve lezzetlerini, bir ömür boyu geceli gündüzlü hiçbir sınır gözetmeden çalışıp elde ettiğimiz servetimizi, biriktirip bankada beklettiğimiz para ve dövizimizi, çeşitli kurnazlıklar ve entrikalarla elde ettiğimiz mevki, makam ve kariyerimizi, sevdiklerimizi, kısacası her şeyimizi dünyada bırakacağız.
Cesedimizin sarıldığı kefen ki bazen bu da nasip olmayabilir, ve işlediğimiz amellerimiz dışında yanımızda kabre götüreceğimiz hiçbir şeyimiz olmayacak.
Kişinin dünyadan ayrılırken ilk durağı kabir olacaktır. Berzah âlemi diye de ifade edilen bu yerdeki durumumuzu, dünyada inandığımız değerler yaşantı tarzımız ve yapıp ettiklerimiz belirleyecektir.
Dünyada iman edip salih ameller, iyilikler işlemişsek kabrimiz cennet bahçelerinden bir yer olacaktır. Yok eğer bir ömür boyu Allahtan kopuk, günah ve kötülüklerle geçirmişsek, O zaman da kabrimiz cehennem çukurlarından bir yer olacaktır. Şunu unutmayalım ki karanlık bir hayatın nurlu bir ölümü olmaz!
Peygamberimiz, "Kabir ya cennet bahçelerinden bir bahçe yahut cehennem çukurlarından bir çukurdur." Diye buyurmuştur. [1] "Ayeti kerimede ise, “Onların arkasında, tekrar dirilecekleri güne kadar, bir berzah vardır.” denmektedir."[2]
Kabirden sonraki durak ise, ebedi olan ahiret hayatıdır. Ahiret hayatımızdaki durumumuz kabir hayatımızla bağlantılı olacaktır. "Kabir ahiret duraklarının ilkidir. Bir kimse eğer o duraktan kurtulursa sonraki durakları daha kolay geçer. Kurtulamazsa, sonrakileri geçmek daha zor olacaktır."[3]
Kıyametin kopmasıyla kabir hayatı bitecek ve ahiret hayatı başlayacaktır. İlk insandan son insana kadar bütün herkes, dünyada zerre miktarınca yaptıkları iyilik ve kötülüklerin hesabını vermek için, Allah’ın huzuruna mahşer yerine toplanacaktır. "O gün insanlar amellerinin kendilerine gösterilmesi için bölük bölük kabirlerinden çıkarılacaklardır. Artık kim zerre ağırlığınca bir hayır işlerse, onun mükâfatını görecektir. Kim de zerre ağırlığınca bir kötülük işlerse, onun cezasını görecektir."[4]
Hassas olan tartılar kurulacak ve herkesin öldüğünde yanında tek getirebildiği amelleri olan iyilik ve kötülükleri tartıya konulup hesabı yapılacak ve hiç kimseye de zerre kadar haksızlık edilmeyecektir.
Tartıda iyilikleri ağır gelenler ebedî saadet yurdu olan cennete gireceklerdir "(…) Tartıda sevapları ağır gelenler, işte onlar kurtuluşa erenlerdir."[5]
Tartıda günahları ağır gelenler ise, yakıtı insanlar ve taşlardan olan cehennem ateşine gireceklerdir. "Sevapları tartıda hafif gelirse, işte onlar, ayetlerimize karşı haksızlık ettiklerinden dolayı kendilerini ziyana sokanlardır."[6]
Cennette, Cehennemde yüce Allah tarafından birileri için yaratılmıştır. Cehennemlikler, Allah'a şirk koşan, zulüm ve kötülüklerde bilerek ve isteyerek ısrar edenlerdir.
Son durak olan Ahiretinin cehennem ateşi değil de cennet bahçelerinden bir bahçe olmasını istiyor isen, yazımızın başında ifade ettiğimiz gibi her şeyi belirleyecek olan, inandığın değerlere, yaşam tarzına ve konuşup yaptıklarına bak. Kabirde rahat ettirecek, ahirette ise cennete götürecek olan şey (Allah’ın rahmeti ile) kişinin dünyadaki bu durumudur.
“Nasıl yaşarsanız öyle ölür ve nasıl ölürseniz öyle dirilirsiniz.” [7] "İnsanlar kıyamet gününde, öldükleri hal üzere diriltileceklerdir."[8]
İşte insanın hayatta en mühim meselesi bu olmalıdır;
İMANLI YAŞAMAK VE İMANLI ÖLMEK.!
1- (Tirmizî, Ahmed b. Hanbel)
2- (el-Mü’minûn,100)
3- (Tirmizî,İbn Mâce)
4- (Zilzal, 6,7,8)
5- (Araf, 8)
6- (Araf, 9)
7- (Aliyyülkârî, Mirkâtü’l-mefâtîh)
8- (Müslim)