ref: refs/heads/v3.0
enflasyonemeklilikötvdövizakpchpmhp
DOLAR
32,5652
EURO
34,8829
ALTIN
2.428,16
BIST
9.645,02
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
İstanbul
Az Bulutlu
24°C
İstanbul
24°C
Az Bulutlu
Çarşamba Az Bulutlu
22°C
Perşembe Az Bulutlu
20°C
Cuma Az Bulutlu
19°C
Cumartesi Az Bulutlu
18°C

Nejdet Demirel

Uzun metrajlı araştırma yazıları kaleme alan Nejdet Demirel, Orta Doğu başta olmak üzere İslam dünyasının içinde bulunmuş olduğu sorunları anlatan pek çok yazısı; farklı gazete, dergi ve dijital platformlarda yayınlanmıştır.

    TALİBAN KİMDİR?

    26.09.2021 12:53
    A+
    A-

    yazının sesli anlatımı

    Bugün Taliban hareketini ele alacağız. Bu yazının konusu Taliban’ı aklamak değil, Afganistan sosyolojisi göz önünde tutularak doğru bir düzlemde olayı ele alıp değerlendirmektir..

    Taliban’ın Afganistan’da kontrolü tamamen ele geçirmesinden sonra, dünya basınının bir numaralı gündemi haline geldi. Taliban’ın ortaya çıkışı ve kurucusu Molla Ömer’in hayatı gibi bilgiler hâliyle merak konusu oldu. Medyadan üzülerek takip ettiğimiz önemli konulardan biride şu oldu: Taliban ile alakalı dolaşıma sokulan haberlerin batı kaynaklı vede bilgi kirliliğine dayalı asparagas haberler olmasıdır. Dün Ruslar ile savaşırken mücahit görülen Afgan halkı, bugün batının çıkarlarına hizmet etmediği için terörist ilan edilmiş durumda. Taliban eşittir Terörist söylemi toplumun büyük çoğunluğu tarafından kabul gördüğünü gözlemliyoruz. Gerçekte durum böylemi yoksa batı kaynaklı Taliban hakkında yapılan piyar çalışmaları etkilimi oldu ona bakmak lazım.

    Taliban odaklı gelişmeleri üç aşamada ele almamız faydalı olacağını düşünüyorum.
    .Taliban’ın Ortaya Çıkışı,
    .İslami anlayışları, ve
    .Taliban, Türkiye ilişkileri

    Rusya, 9 yıl süren savaşın sonunda 15 Şubat 1989’da Afganistan’ı terk etmek zorunda kaldı. Bu süreçten sonra Afganistan’da baş gösteren iç savaşlar hızla tüm ülke sathına yayıldı. Savaşın tarafı gruplardan binlerce insan öldürüldü. İktidarı bir türlü paylaşamıyan bu gruplar, taraftarlarını diri tutabilmek adına İslam ve kavimiyetçilik gibi kavramlar savaşın en çok kullanılan söylemleri oldu. Savaş uzadıkça Afgan halkı açlık sefalet ve ölümlerle boğuşmaya başladı. Bu durum yetmezmiş gibi, adam kaçırma cinayet ve uyuşturucu belası Afgan halkını canından bezdirdi. Molla Ömer ve arkadaşlarının tamda bu hengâmede ortaya çıktığını görüyoruz.

    1960 yılında Afganistan’ın Kandehar şehrinde dünyaya gelen Muhammed Ömer (sonrasında Molla Ömer ismini alacak) küçük yaşta babasını kaybettikten sonra bir ”Mevlevi” olan amcası tarafından bakımı üstlenilecektir. Amcasının gözetiminde yetişen Ömer: Afganistan,Pakistan ve Hindistan bölgesinde meşhur olan “Diobendi” medreselerinde eğitim aldı. 24 Aralık 1979’da Ruslar tarafından Afganistan işgal edildiğinde Molla Ömer Ruslara karşı cihada katılmış ve bu savaşta bir gözünü kaybetmiştir. Savaş sonrası kandahara yerleşen Molla Ömer burada yaşamaya başlamıştır. Afganistan’da oluşan yönetim boşluğu; adam kaçırma, tecavüz, hırsızlık, gasp ve uyuşturucu gibi toplumu ifsat eden ne pislik ararsanız Afganista’nı çepe çevre sarmış durumdaydı.. Molla Ömer ismini ve Taliban’ın kuruluş süreci aşağıda anlatacağımız olaylar sonrasında konuşulmaya başlanacaktır.

    Molla Ömer, yaşadığı Kandahar ve çevresinde tüm Afganistan’da olduğu gibi asayiş ve güvenlik namına hiç bir şey yoktu. Hocalık yaptığı ve beraber eğitim gördüğü bir grup medrese öğrencisiyle, bulunduğu bölgede asayişi sağlamak için harekete geçtiler. Kısa bir sürede bulundukları bölgede güvenliği sağlamayı başarabilen Ömer ve adamları; tecavüz, adam kaçırma, uyuşturucu kullanımı dahil bunları yapanlara en ağır cezaları vererek toplumun güvenini kazanmayı başardılar. Molla Ömer ve öğrencilerinin bu başarısı benzer güvenlik, asayiş sıkıntısı çeken diğer Afgan bölgelerinde yaşayan halkın dikkatini çekti. Molla Ömer’e “Helmand” şehrinin dahil olduğu bir çok bölge halkından istekler yağmaya başladı. Gel, buraların yönetiminide ele al diye! Bu olaylar zincirine bakıldığı zaman Taliban’ın ortaya çıkış süreci spontane bir gelişmede denilebilir.

    Taliban ile alakalı en çok eleştiri alan konulardan biri de: İslami anlayış ve sergiledikleri tutumlardır. Taliban’ın, 2000 yılında Afganistan emirliğini ilan etmesinden sonra ortaya koyduğu kimi uygulamalar siyaseten hatalı olmuştur. “Bamyan’daki Buda heykellerinin yıkılması” ve uygulamaya konan bazı ceza müeyyideleri sonrası mağdur olan binlerce insanı örnek verebiliriz. Bu tarz uygulamaları savunmak mümkün değildir. Yaşanan bu olumsuz hadiselere rağmen Afganistan, sosyolojisini görmezden gelmek Afgan halkını tanımamızı zorlaştıracaktır. Yaşanan iç ve dış savaşlar sonrası ekonomisi çökmüş kişi başı milli gelirin dibe vurduğu bir ülkeden bahsediyoruz. Dünyadan kopuk izole bir toplum olmaları! bu bölgelerde yaşayan halkın bazı konularda İslam’ı yanlış yorumlamalarına yol açmıştır. Taliban tarafından özellikle geçmiş dönem siyasi olarak ortaya konan yönetim anlayışını bu bağlamda ele almak gerekir. Unutmamak gerekir ki, Afgan halkı, çok zor koşullarda yüzyıla yakındır savaş veriyor. Savaşla iç içe büyüyen bir nesilden bahsediyoruz. Dolayısıyla Taliban ve çevre bölgelerde İslam adına yapılan yanlış uygulamaları bu çerçevede değerlendirmek daha isabetli olacaktır.

    Türkiye’nin menfaatleri açısından Taliban hareketine bakacak olursak.. Pragmatist bir siyasi dile ihtiyaç var. Taliban’a terörist diyerek Kabil havalimanı devralmak vede Afganistan’ın geleceğinde söz sahibi olmak isteği fantaziden öteye geçmeyen çelişkili bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Öncelikle çelişki ve sakıncalı bir duruma işaret eden bu siyasi anlayış hızlıca terk edilmelidir. Afganistan ile hiç bir kültürel bağı olmayan Çin Halk Cumhuriyeti’nin Taliban yönetimine karşı izlemiş olduğu siyaset dikkatlice takip edilerek örnek alınmalıdır. Ayrıca Türk siyasiler tarafından Taliban’ın terörist gibi kamuoyuna lanse edilmesi, Türkiye’nin müslüman halklar nezdinde binbir zorlukla elde ettiği kazanımları tehlikeye sokacağı bilinmelidir.
    Uluslararası ilişkilerde birçok problem yaşadığımız İran rejimi Taliban ile geliştireceğimiz iyi ilişkiler sayesinde kontrol edilip dengede tutulabilir. Afganistan’ın sahip olduğu zengin yer altı kaynakları, Türkiye tarafından işletilmesinin önü açılmış olacaktır. Harabeye dönen Afganistan’ın imarında dünya çapında başarılı projelere imza atan Türk inşaat firmaları Afganistan’ın yeniden imarında İlk sırada yer almaları isteniyorsa! Türkiye’nin atacağı stratejik hamleler bunu sağlayacaktır. Burda altını çizebileceğimiz pek çok önemli kazanımların elde edilmesinin yolu: Taliban yönetimiyle oluşturulacak olumlu siyasi politik açılıma bağlı olduğu unutulmamalıdır.

    Taliban yönetimi ile ilgili orta konan bazı şüpheler var. Onlara kısada olsa açıklık getirmek istiyorum.
    .Pakistan istihbaratının Taliban’a olan yardımı
    .Taliban’ın kurucularından Molla Abdulgani Birader’in, 2018 de ABD ile Taliban arasında başlayan barış görüşmeleri müteakip Donald Trump’ın isteği üzerine, Pakistan’da tutuklu bulunan Molla Abdulgani Birader’in serbest bırakılması

    Pakistan istihbaratı ve Taliban ilişkisiyle başlayalım:
    Taliban’ın kurulmasında Pakistan devletinin ciddi yardımlarının olduğu doğrudur. Pakistan ticaret yollarının güvence altına alınması ve istikrarlı bir yönetimin Afganistan’da iş başına gelmesi, öteden beri Pakistan’ın izlediği bir devlet politikasıydı. Çünkü: Pakistan’ın güvenliği Afganistan’daki istikrarlı bir yönetimin varlığı ve güvenli bir yönetimin iş başına gelmesiyle ancak sağlanabileceği Pakistan devleti tarafından öngörülmektedir. Pakistan’ın Taliban’a olan desteği, her ülkenin bu tarz karşılıklı menfaatlere dayanan ilişkilerinin olması, hayatın olağan akışına Uygun rutin işler olarak görülmesi gerekir.

    Molla Ömer’in kız kardeşiyle evli olan Abdulgani Birader’in, ABD tarafından serbest bırakılması ise; Taliban’ın ABD ile anlaşma görüşmelerin başlamasının İlk şartı olarak Taliban tarafından ABD’ye dayatılmış anlaşma maddelerinden biriydi. Burada Taliban, liderine sahip çıktığı için eleştiri değil övgüyü hak etmesi gerekir. Bu hadiseden yola çıkarak ABD’nin Taliban içerisine adamını yerleştirdi iddaa ve şüphesini dile getirmek; içi boş beyhude iddiaadan öteye geçmeyen yalan bir haberdir.

    Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: Taliban’ı İslam düşmanı batılı devletlerden değil, sahada aktif olarak bulunan güvenilir kaynaklardan ve Afganistan’ın içinde bulunduğu mevcut şartlar göz önünde bulundurarak değerlendirmek gerekir.

    Peki bu adamların yaptığı hiç bir iyi iş yokmu? buna bazı örnekler vererek yazıma son vermek istiyorum.
    Onlardan bazıları;
    20 yıl Afganistan’da görev yapan Türk askerine bir kurşun dâhi atılmadı.Türk askerlerine Zarar gelmesin diye özel emirler çıkartıldı. Aynı Taliban, NATO bünyesinde görev yapan yüzlerce batılı ülkelerin askerini öldürdü.Taliban, 1990’lı yılların ardından Çeçenistan’ın bağımsızlığını tanıdı, ülkesine sığınan Çeçenleri kabul edip Rusya’ya onları teslim etmedi. Taliban; Çin rejiminden kaçan Uygurlu Türklere kucak açarak onlara sahip çıktı. Tacikistan’dan kaçan Tacik ve Özbekistan’dan kaçan Özbeklerin ülkeye sığınmasını kabul ederek bu ülkeleri karşısına aldı. Dolayısıyla Taliban zorda kalan çevre ülkelerde yaşayan müslümanlara sahip çıktığı için tüm komşuları ile sorunlar yaşadı. Taliban bu tutumu nedeniyle, ABD, Fransa, İngiltere, Çin ve Rusya’nın olduğu bölge ülkelerinden ciddi manada baskı gördü. ABD tarafından 11 Eylül saldırısının sorumlusu olarak görülen Useme Bin Laden’i, bize teslim edin diye Taliban yönetimine ültimatom verildiğinde onlar ise tarihe altın harflerle yazılacak şu cevabı verdiler.
    “Müslüman birini, Kâfir, İslâm düşmanı bir devlete teslim etmeyiz dediler.” Bu onurlu duruş Taliban hükümetinin “Ekim 2001’da” yıkılışına sebep olduğunu unutmayalım. Afganistan, bir uyuşturucu çeşidi olan “Afyon” üretiminde dünya üretiminde %80 paya sahipken. Afgan ekonomisine %12 katkı sağlayan Afyon üretimi, Taliban tarafından yasaklanıp bitirilme noktasına getirildi. Taliban yönetiminin bu başarısı dünya uyuşturucu ile mücadele istatistiklerine konu bile oldu.

    Allah Resulü Şöyle Buyuruyor;

    “Müslüman, Müslümanın kardeşidir. Ona zulmetmez, haksızlık yapmaz, onu düşmana teslim etmez. Müslüman kardeşinin ihtiyacını gideren kimsenin Allah da ihtiyacını giderir. Kim bir Müslümandan bir sıkıntıyı giderirse, Allah O kimsenin kıyamet günündeki sıkıntılarından birini giderir. Kim bir Müslümanın ayıp ve kusurunu örterse, Allah’da O kimsenin ayıp ve kusurunu örter.” (Buhari, Müslim)

    Allah’ım sen bize merhamet et sen bize acı, ayrı düşen kalplerimizi birbirine yaklaştır. Bizi birbirimize sevdir. amin

    Selam ve Duayla
    Nejdet Demirel

    Yazarın Diğer Yazıları
    Yorumlar

    Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.